7 Şubat 2015 Cumartesi

Etimoloji I-İ harfi ile ... I

insan ~ Arinsān إنسان #ans kişi < Ar.  ins إنس          insanlık, tüm insanlar (= Aram.  ˀināşanāşā אנשא = İbr.      ˀenūş אנוש = Aka.  nişu halk, kavim )
● Arapça ismin Ar.  ns (iyi huylu ve yumuşak başlı olma, evcilleşme) = İbr.  #ˀ, Aram.  #, Akad. enēşu (güçsüz olma, halsiz olma) fiil kökü ile anlam ilişkisi açık değildir. NETS
Belki de insanı anlatıyor. Kısa ömürlü…??
insan kişi < Ar. insān < # ins insanlık, tüm insanlar < Aram. ināş / anāşā halk, kavim < Akad. nişunēşu halk, insanlar < Akad. neşum, neaşum yaşamak, canlanmak < Ugar. inş halk, İbr. ānoş insanlar. Şimşek
taršuani         : Urartuca “insanlık” anlamına gelir.
taršuwani : Hurrice “insanlık” anlamına gelir.  Türk Adl.Etim.Söz.HADİ
insan    Ar. ins¥n 
a. 1. Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. 2. Âdemoğlu, âdem evladı, 3. sf. mec. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Türkçe Sözlük 
insan : aku , şahs, adam — Person, Mensch. ÇAOS
nišū  [UN.MEŠ :]  (n. fem. pl. coll.)
people.
Comparison with other Semitic languages :
Proto-Semitic : *ʾinaš «man»
Arabic : ʾins  إِنْس «man, humanity»
Syriac : ʾanāšā  ܐܢܵܫܵܐ
Hebrew : ʾanōš
Ugaritic : ỉnš  AKDI
Bkz: adam, Adem, nesil

inşa < Ar. inşā çıkarma, ortaya çıkarma, yaratma, inşa etme < Ar. naş’a kaynak, köken, çıkış < Ar. naşa’a doğdu, çıktı (akarsu) kaynadı < #nş’ doğma, çıkma < Akad. naşu kaldırmak, yükseltmek, çıkmak. Şimşek
inşa Ar. inşāˀ إنشاء  #nşa ortaya çıkarma, yaratma, kurma Ar. naşaˀa نشأ ortaya çıktı, zuhur etti. NETS

iri, dirig (Süm.) : büyük.
diri (dir, du26)
ET. irig ‘iri, büyük’; OT. irig, iriglen
Iri  (Trkm.)
Iri (Az., Bşk., Kzk., Kırg., Tatk.)
ire (Hlç.)
irri (Ker.)
yirik (Özb.)
jirik (Uyg.). TUGÜ
diri.g "übergroß". Akad.  (w)atru. "grandement". SUZE
iri : lük , büyük parça, toplanmış. — Gross, grosses Stück. ÇAOS
dirig : wr. diri; RI "(to be) very great, supreme, excellent; more than; (to be) powerful, competent; (to be) big, huge; (to be) abundant; on, over, above; against; radiance; to project, stick up, build high; (to be) surplus" Akad. atruelirabûkapāšuzaqārušarūrušūturu; lē'û.  SSED.
 dirig :  to be excessive, to be too much, too many. Übervoll sein, voll sein. STDT
Sümerian dirig : ’to be excessive, to be too much, too many (Grd.341) ’ubervoll sein, voll sein (D.87), diri ’ubergrosss’ Turkic irig ’sert, kaba, hasin, gayretli’ (KBI,199) iri ’kaba, sert’, ’large, huge, voluminous, big’ (Rd. 546). [Tuna90: ]. This is also likely the word that shows up in Eridanus (in Herodotus). Turkish has iri.. HMHU
dirig : büyük, kocaman, iri. Akad. neqelpum. SNAX
diri < ETü tir- canlı olmak, yaşamak +Ig  ● Uy << ATü
● ETü tir- eşdeğeri olan TTü dir- fiili hiçbir tarihte kaydedilmemiş olduğu halde çok sayıda türevi mevcuttur. * TTü dirlik sözcüğü, Arapça ˁiyş, maˁişet grubuna paralel olarak "yaşamak > geçinmek, rızk ve düzen sahibi olmak, düzenli geliri olmak" anlamını kazanmıştır. * TTü dirim birçok kaynakta Anadolu ağızlarına özgü dérim ("dernek, meclis") sözcüğüyle karıştırılır.  NETS
İri [ETü] irig büyük, olgun [OTü] irig kaba, kabarık  ér
- olmak, olgunlaşmak +Ig → er-
● TTü *eri biçimini almayışı açıklanmaya muhtaçtır. NETS
iri (irig) = Grand, Gros. Cf. zend uru et vouru = large, vaste; grec = id.; sanscrit uru = id.; vieux-persan uru = grand, large.  Bedros Keresteciyan
tirig     : diri, canlı, güçlü
tirigliğ    : dirlik, yaşam, geçim
tiril         : 1.  can, ruh, yaşam 2.  dirilik, canlılık, derlenip toparlanma 3.  derlenme, derleniş. Türk Adl.Etim.Söz.Hadi
tirik : diri, canlı; sert, kavi. — Lebend; stark.  tiriklik : dirilik, hayatlık; sertlik. — Lebendigkeit, Stärke.  tirikley : hayatlı, canlı. — Beseelt. ÇAOS
diri    ;  Şişman, etli, yağlı. Türkçe Sözlük
iri     sf. Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı. Büyük, iri.  Türkçe Sözlük 
 ma2-addir lu2 dirig ba-X. ETCSL c. 6.1.01-93
ki-en-gi-ra2 i3 dirig mu-da-de2.  ETCSL c.2.1.7-292
munus zid ĝeštug2 dirig tuku-e. ETCSL c.4.80.1-536
diri yaşamakta olan, yaşayan, canlı. Tkm. dīri, TatK. tere, Bşk. tere, Nog. tiri, Özb. tirik, Krg. tirütiri, Kzk. tiri, KKlp. tiri, Şor, Sag. tirig, Alt. Tel. türü. Tuv. dirig. Eski çağlardan başlayarak kullanılır (tirig). EREN 
 tiri, diri, tirik :diri, canlı (umum Türk). Olcas

isim/ism- ~ Ar. ism إسم #sm/#smy ad = İbr. şem שם  =    Akad. şumu   NETS
isim, -smi    Ar. ism  a. 1. Ad (I). 2. mec. Kişi, insan.  3. db. Ad (I). Güncel Türkçe Sözlük 
šumu  [MU :]  (n. ; pl. šumū, šumānu,  šumātu)
name ; word for sth. ; good name, repute, fame ; šuma šakānu to establish a reputation ; šumu ṭābu/damqu good repute ; son, succession ; [MU.NI :  , MU.(ŠID).BI.(IM) : ] line of text
Variants : šemušuʾu
Comparison with other Semitic languages :
Proto-Semitic : *šim
Arabic : ism  اِسْم
Syriac : šmā  ܫܡܳܐ
Hebrew : šēm
Ugaritic : šm  
Ge'ez : sǝm AKDI
isim, ism ad, Ar. ism ad, # smsmy ad verme < Akad. şumu ad, isim. Şimşek
Proto-Afro-Asiatic: *(ʔi-)sim-
Meaning: name
Borean etymology: Borean etymology
 Semitic: *(ʔi-)šim-
 Berber: *(H)isVm- 'name'
Western Chadic: *sumi
Central Chadic: *ŝim-/*ŝyam-
East Chadic: *sim-
Proto-Semitic: *(ʔi-)šim-
Afroasiatic etymology: Afroasiatic etymology
Meaning: name
Akkadian: šum-
Ugaritic: šm
Phoenician: šm
Hebrew: šēm
Aramaic: Pal šēm, šwm
Biblical Aramaic: šum
Syrian Aramaic: šǝm
Modern Aramaic: Urm šimm-
Mandaic Aramaic: šum-
Arabic: ʔism-
Modern Arabic: Leb ʔǝsǝm, Mec ism, Mlt isem
Epigraphic South Arabian: s1̇m
Geʕez (Ethiopian): sǝm
Tigre: sǝm
Tigrai (Tigriñña): sǝm
Amharic: sǝm
Argobba: sǝm
Gafat: sǝmʷä
Harari: sum
East Ethiopic: Wol sum
Gurage: Cha šǝm
Mehri: ham
Jibbali: šum
Harsusi: hem
Soqotri: šem. NODI

 Proto-Afro-Asiatic: *ʕiĉ-
Meaning: do, make
Semitic: *ʕVŝVy- 'do, make'
 East Chadic: *His- 'do, work'
Central Cushitic (Agaw): iš- 'do, make'
Saho-Afar: *ʔis- 'do, make'
High East Cushitic: *ʔis- 'do'
South Cushitic: *ʕes-im- 'do, act'
Proto-Semitic: *ʕVŝVy-
Meaning: 'do, make'
Ugaritic: ʕšy
Hebrew: ʕŝy
Epigraphic South Arabian: ʕšy . NODI
. Etü. NETS

iştah ~ Ar iştihāˀ [#şhw iftiˁāl ] arzu. NETS
iştah  Süm. aš-tah. Akad. Şirimtum. Istek, arzu. SNAX

izbe. Izbé = Hutte, Taudis (kulübe, gecekondu). Cf. babylonien ou Sümérien isib = séjour maison (evde kalmak)  ; slave isba = cabane (kabin).Bedros Keresteciyan
(Süm). Isi : çukur, oyuk, kuyu. SNAX
izbe    Rus. sf. 1. Basık, loş, nemli, kuytu (yer): 2. Sapa.Türkçe Sözlük 
izbe  bodrum katı, zîri zemin  ~ Ar. ˁizba ͭ عزبة #ˁzb kır evi, çiftlik, villa < Ar. ˁuzba ͭ عزبة uzak olma,
uzaklaşma.  NETS
izbe ‘basık, loş, kuytu (yer)’ < Blg. izba ‘kulübe, kiler’, Srp. izba ‘oda, kiler’. EREN
Izbe 1614 bodrum katı, zîri zemin ~ Ar. ˁizba ͭ عزبة[#ˁzb kır evi, çiftlik, villa < Ar. ˁuzba ͭ عزبة  uzak olma, uzaklaşma  . NETS

izin/izn-~ Ar. ˀiδn إذن #aδn kulak verme, bir dileği kabul etme < Ar.  ˀaδina أذن dinledi, kulak verdi = Ar .ˀuδn اوذن kulak= Aram. ˀednā אדנא = Akad. uznu.  NETS
izin/ iznkulak verme, bir dileği kabul etme < Ar. idn dinleme, kulak verme < Ar. udn kulak < Ar. ednā kulak < Akad. uznu kulak, akıl, akıllılık, zeka, anlayış. Şimşek
izin, -zni    Ar. i£n a. 1. Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet. 2. Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil. Türkçe Sözlük 
uznu  [GEŠTU :]  (n. fem.)
ear ; attention , wisdom ; bišīt uzni : intelligence , wisdom ; lā bišīt uzni : lack of understanding , foolishness (?) ; muruṣ uzni : ear-ache , pain in the ears ; palka uzni : broadminded , open-minded , enlightened ; piliš uzni : ear-hole ; pīt uzni : insight , intelligence ; rāš uzni : intelligent , intuitive ; ruqqi uzni: cavity of the ear , auditory meatus ; sakāk uzni : ear blockage ; ša uzni : ear-man ; šimit uzni : ear-mark , birthmark ; zê uzni : earwax ; uznu ana X šakānu : to see to X , to look after X , to cater for X ; wazzunum D :  to hear , to lend an ear , to give ear ;
See also : uznānu
Comparison with other Semitic languages :
Proto-Semitic : *ʾuðn
Arabic : ʾuðun  أُذُن
Syriac : ʾednā  ܐܶܕ݂ܢܳܐ
Hebrew : ʾōzen  אוׂזֶן
Ugaritic : ủdn  

Ge'ez : ʾǝzn AKDI

Hiç yorum yok: