dam1 (Süm.) dam; koca (mutum), karı,
eş (aşşatum). SNAX
dam "Gemahl(in)" . Akad. mutum, aššatu.
"Ehefrau",
husband, wife": Gemahl, Gatte")
dam "Frau"
dam mah
„women of upper rank“
dam(-dam) (female personnel). SUZE
dam~ Fr. dame hanımefendi,
bayan << Lat. domina [f.] ev
sahibesi < Lat. domus ev,
hane << Havr. *domos < Havr. *dem- .NETS
Sanskrit. dam (husband and wife, married woman, wife). Sümer.
dam (wife). The Language of the Harappans: From Akkadian to
Sanskrit
ud-ba den-lil2-le e2-kur-ra dam nu-mu-na-ba-am3 :o zamanlar Enlil’in E-kur’da eşi yoktu
e2-a dam dumu-ni igi bi2-in-du8
: evdeki eş çocuğu gördü.
dam2 [ETü] tam duvar, özellikle kerpiç
duvar [KTü] dam/tam ev, evin
çatısı
[Çağ] tam evi çatısı olan ev << ETü tam. NETS
[Çağ] tam evi çatısı olan ev << ETü tam. NETS
dam PTurk. *Tām 1 roof 2 wall 3 hut (1 крыша 2 стена 3
хибара):
OTurk. tam 2 (Orkh.,
OUygh.); Karakh. tam 2 (MK), 1 (IM); Tur. dam 1,
3; Gag. dam ‘shed,
barn’; Az. dam 1, 3; Turkm. tām 2, 3; Sal. tam 2; Khal.
dām 1 ( < Ogh.); MTurk.
tam 1 (Abush.), 2 (Sangl.); Uzb. tɔm 1, 3; Uygh.
tam 2; Tat. tam 2
(КСТТ); Kirgh. tam 2, 3; Kaz. tam ‘dug-out, grave’;
KKalp. tam ‘hut’; EDAL
dam bir yapının, bir evin üzerine yapılan
çoğu kiremit kaplı bölüm, toprak damlı ev, küçük ev, köy evi, ahır, Az. dam, Tkm. tām ev, oda, TatK. tam
duvar, Nog. tam duvar, Kzk. tam mezar üzerine yapılan yapı, yer
toprak dam, Sag. tam toprak katı.
Eski Türkçeden başlayarak kullanılır. Kökenini açık olarak bilmiyoruz. Bilimsel
yayınlarda Sanskrit tama- (Lat. domus) biçiminden alındığı sık sık dile
getirilmiştir. Moğ. tama, Korece tam gibi biçimlerle de
birleştirilmiştir. EREN
tam : dam, bina örtüsü; katra, damla. — Boden, Dachdecke;
Tropfen. ÇAOS
deccal ~ Ar. daccāl دجّال #dcl İslami inanca göre
kıyametten önce yeryüzüne gelecek olan sahte mesih~ Aram. daggalā דגלא kandırıcı,
sahteci < Aram. #dgl דגל kandırma, görünme = Akad. dagālu bakma,
görme )
● Aynı
Sami kökünün Arapça eşdeğeri olan dacala. NETS
deccal Ar. decc¥l
sf. Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse). Türkçe Sözlük
Deccal Ar. decc¥l
öz. a. din b. Dinî
inanışlara göre kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan yalancı ve kötü
yaradılışlı kimse. Türkçe Sözlük
dagālu to see , to look , to scan , to
visualize ; (Š) to show , to visualize ; (N) to be looked upon as , to belong
to. AKDI
daire < Ar. dāire(t) dönen şey, çember < Ar. dewr dönme, döndürme <#dwr
< Akad. tāru(m) Asur. tuarum dönmek, geri dönmek. Şimşek
daire Arapça dwr kökünden gelen dāˀirat دائرة "döngü, dönüş, çember, halka, teker" sözcüğünden
alıntıdır. NETS
dede: ad-ad-da: dede. abi abi
ad-da-da : büyük baba,
dede, ata, ecdat, soy, cet.. da-da. NETS
dede ‘büyük baba’ = ET. Dede yansıma
‘baba’
(çocuk
dili) – däda (Özb). Rus. ded ‘dede’ . TUGÜ
dad :recorded from c.1500, but probably
much older, from child's speech, nearly universal and probably prehistoric (cf.
Welsh tad, Ir. daid, Czech, L., Gk. tata, Lith. tete,
Skt. tatah all of the same meaning).
dada : 1920,
from Fr. dada "hobbyhorse,"
child's nonsense word, selected 1916 by Romanian poet Tristan Tzara
(1896-1963), leader of the movement, for its resemblance to meaningless
babble.. ONED
Bask - ait
Quechua - taita
Türkçe
ve Türk
dilleri - ata
Dakota
(siyu) - atey
Nahuatl - tata
Semiole - initati
Zuni - taççu
Malta - ta
Tagalog - tatay
Welsh
- tad
Roumani - thatha
Fiji - tata
Samoa - tata
Linguist ve Anlantolog
Charles Berlitz Atlantis'in Esrarı, Charles
Berlitz, çev. Belkıs Çorakçı, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1976
dada : dede, büyük baba, validenin büyük
biraderi, pederinin pederi, validesinin pederi. — Grossvater. ÇAOS
adadda wr. ad-ad-da (Süm.) "grandfather"
Akad. abi abi. TPSD
Sanskrit. dadda, Akadian da-ddu. The Language of
the Harappans: From Akkadian to Sanskrit
Bkz. abla, aga, ağa,
ahi, ana, anne, baba, ata, ebe, emmi, mama,
pap, ümmü, ümmet, valide
delta ~ Eyun. délta δέλτα 1.
Yunan alfabesinin dördüncü harfi, Δ, 2.
Nil nehrinin delta harfine benzeyen ağzı~ Fen. dlt kapı, Fenike
alfabesinin dördüncü harfi = Aram. dāltā דלתא kapı, Arami/İbrani alfabesinin
dördüncü harfi, ד = Akad. daltu kapı NETS
daltu door, the sluice-gate of a canal .TASD
delta. daltum.kapı. SNAX
delta < Nil nehrinin delta harfine
benzeyen ağzı, deltaya benzeyen nehir ağızları < Eyun. delta < Fen. dlt kapı, Fenike alfabesinin
dördüncü harfi. Aram. dālet kapı, Arami/İbrani alfabesinin
dördüncü harfi < Akad. daltu(m) kapı. ŞİMŞEK
delta Fr. delta a.
(de'lta) 1. Yunan alfabesinin dördüncü harfi (?). 2. coğ. Bir
ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova,
çatal ağız. Türkçe Sözlük
delta Akarsuyun göl ya da
denize ulaştığı yerde çökelttiği tortul kütlesi. İng. delta [ delta,
Δ ] Kimyasal eşitliklerde tepkimenin yüksek sıcaklıklarda gerçekleştiğini
belirten bir simge. Türkçe Sözlük
daltu [GIŠ.IG] (n.
fem.) door
Comparison with other
Semitic languages :
Proto-Semitic : *dalt
Hebrew : delet דלת
Ugaritic : dlt . AKDI
Bkz;
alfa, alfabe, beta, cim, epsilon, gama,
omega, sigma, pi,
de-mek di (Süm.); demek
di : ti. demek, to
speak. STDT
di # du11.g. SUZE
di [to speak]" Akad. atwû; dabābu; qabû. TPSD
di [SPEAK] (59x: ED IIIa, ED IIIb, Old
Akkadian, Lagash II, Ur III, Early Old Babylonian, Old Babylonian, unknown) wr.
di "non-finite imperfect stem
of dug[to speak]" Akad. atwû;
dabābu; qabû. SSED.
dababu word, faculty of speech,
statement, report, rumor, lawsuit, to speek, to talk, to tell plea,
v.b. da-bi-bi TASD
di : konuşmak, söylemek. Akad. qabum.
SNAX
de- ‘Söylemek’ = ET. Ti- te.
diy- (Trkm.)
diå- (Yak.). TUGÜ
demek, - Söylemek, söz söylemek
dimek, - Demek, söylemek BTSÖ
de[mek [ETü] té-söylemek << ATü *tē- . NETS
dababu word, speech, statement, report, rumor, wording,
agreement, plea, complaint, lawsuit. TASD
demek, Söylemek, söz söylemek.
2. (-e) Ad vermek. . 3. Bir dilde karşılığı olmak. r. 4.
Herhangi bir ses çıkarmak. 5. (-e) Herhangi bir kanıya, yargıya
varmak. 6. Düşünmek. 7. Oranlamak. 8. Ummak. 9.
Erişmek.. 10. Bir işe kalkışmak, yeltenmek. 11. Saymak, kabul etmek. Türkçe Sözlük
demek
bak, temek . EREN
de- ‘söylemek’ ET. ti. Tē (DLT)
diy-
(Trk)
diä-
(Yak) . TUGÜ
ĝuruš-e u8-a diĝir-ra-am3 di ĝišma2 ki-bi ba-te. ETCSL c.6.1.07-19
kur me-luḫ-ḫaki na4gug niĝ2 al di kal-la. ETCSL c.1.1.1-49C
itid zag-mu ezen ĝal2-la-za u6 di tag-ga. ETCSL c.4.80.1-43
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder