21 Şubat 2015 Cumartesi

Gudea Silindir A Kolon XXIV


(A24.1) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu Gudea için
(A24.2) nam dug3 mu-ni-tar : iyi bir kader biçmiştir/vermiştir
(A24.3) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi /adlandırıldı
..olarak adlandırıldı(A24.4) na a-ga dba-u2-ka bi2-du3-a : Bau’nun arka odasına dikilen taş/ stele
(A24.5) e2-ninnu igi an-na-ke4 zu : "Eninnu, An’ın bildiği yüz
(A24.6) dba-u2 zi-šag4-ĝal2 gu3-de2-a : Gudea’ya hayat veren Bau"
(A24.7) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi /adlandırıldı. Stele o isim verildi..
(A24.8) e2 lugal-na zid-de3-eš2 mu-du3 : kralının tapınağında onu içtenlikle yaptı.  O efendisine doğru bir şekilde tapınak inşa etti
(A24.9) sipad zid gu3-de2-a an ki im-da-mu2 : gerçek çoban gudea onu gök ve yer ile birlikte geliştirdi / büyüttü.


Ziguratın inşaatı tamamlandıktan ve tapınak terası biçimlendirildikten sonra Gudea’nın üstlendiği ilk görev: Bu görev dikkatle seçilmiş yedi yere yedi dik taş sütunun dikilmesiydi. Yazıtta Gudea’nın bunları sağlamca dikilmesini sağladığı belirtilir, “onları bir temele oturttu, onları kaideler üstüne dikti.”
Steller (dik duran taşlar) çok önemli olmalıydılar çünkü Gudea dikmelerin yontulup biçimlendirildiği kaba taş blokları uzak bir yerden Lagaş’a getirmek için neredeyse bir yıl harcamıştı. Ama sonra, çalışmanın hiç durmaksızın, dinlenmeksizin tam yedi gün boyunca sürdürüldüğü telaşlı bir gayretle yedi stel uygun yerlere dikilmişti.  Verilen bilginin düşündürttüğü gibi yedi stel bir tür astronomik hiza içinde yerleştirildilerse, o zaman bu hızın nedeni anlaşılabilir çünkü onları dikmek daha uzun zaman alsaydı gök cisimleri ile doğru hizalanmamış olacaklardı.
Stellerin ve konumlarının önemini belirleyen şey Gudea’nın bunların her birine stelin konumuyla ilişlili olduğu açık, uzun bir cümleden oluşan bir “ad” vermiş oluşudur (örneğin, “ulu terastaki”, “nehir kenarındaki kapıya” bakan veya “Anu’nun türbesinin tam karşısında” olan bir diğeri). Yazıt “yedi stelin” şüphe götürmez bir şekilde o telaşlı yedi gün içinde “dikildiğini” belirtmekte olmasına rağmen yalnızca altı yerin adı verilmiştir.  Biriyle, muhtemelen yedinci stelle ilgili olarak yazıt “doğan güneşe doğru dikildi” demektedir. O zaman dek ilahi talimatlardan başlayıp Ningişzidda tarafından köşe taşının konulmasına kadar Eninnu’nun gereken yönlendirmeleri çoktan sabitlenmişti; tapınağın yönlendirilmesi için ne altı ayrı yere dikilen stel ne de “doğan güneşe doğru dikildi” denilen yedincisi gerekiyordu. Daha farklı bir amaç sözkonusu olmalıydı; tek mantıklı sonuç bunların Ekinoks Gününü (yani yeni yıl) belirlemenin dışındaki gözlemlerle, stelleri tedarik edip biçimlendirmeye ve sonra da onları telaşla dikmeye harcanan büyük çabaları haklı çıkaran sıra dışı özellikte astronomi-takvim bağlantılı gözlemlerle ilgiliydiler.
Bu dikme taş sütunların muamması, diyelim ki “doğan güneşe doğru bir izleme çizgisi oluşturmak için iki tanesi yeterliyken niçin bu kadar çok sayıda sütun dikilmişti?” sorusuyla başlar. Yazıtta yerlerine birer ad verilen altı stelin Gudea tarafından “bir çember içinde” dikildiğini okuduğumuzda bulmaca iyice inanılmaz hale gelmektedir. Gudea kadim Sümer’de neredeyse beş bin yıl kadar önce bir taş çember oluşturmak üzere stelleri mi kullanmıştı?


Falkenstein’a göre [DieInschriften Gudeas von Lagash (Gudea ve Lagaş’ın Yazıtları)] Gudea’nın yazıtı bir bulvar veya patikanın –tıpkı Stonehenge’teki gibi- kesintisiz bir görüş çizgisi sağlayabileceğini belirtmektedir. Lagaş’taki yeni Eninnu’nun Ninurta tarafından Stonehenge’in gerçekten bir taş çember haline geldiği aynı tarihlerde sipariş edilmesi ve bu yapının Mısır piramitlerinin cephe kaplamasını taklit  ediyor olması Stonehenge’ bilmecesinin çözümünde büyük bir ipucudur. 

Gudea “doğan Güneşe bakan” stelin “yüksek konuma giden yol” denilen patikanın veya bulvarın bir ucunda olduğunu yazmıştır. Bu yolun diğer ucunda ise Şugalam, yani “kimin muhteşemliğinin büyük olduğunu belirleyen yer, parlaklığın ilan edildiği yer”, yani menfez veya belirleme yeri  vardı. Falkenstein’a göre ŞU.GALAM terimi “elin kaldırıldığı yer”, bir işaretin verildiği yüksek yer anlamına gelmektedir. Gerçekten de Silindir A daki yazıt “Şugalam’ın parlak girişinde, Gudea elverişli bir imge yerleştirdi; doğan güneşe doğru, belirlenen yere, güneşin amblemini tespit etti” diye iddia etmektedir. Sitchin

(A24.10) ud-sakar gibil-gin7 men bi2-il2 : Yeni ayın hilaline benzeyen bir taç gibi yükseltti /kaldırdı.
(A24.11) mu-bi kur-šag4-še3 : ismi ülkenin  kalbi/ odak noktası, merkezi olarak,
(A24.12) pa bi2-e3 : Parlamasına müsaade ederek belirginleşti.   


Gudea steller ile ilgili kısmın ardından “yeni Ay için taca benzeyen çemberi” tarif etmeye koyulur.; bu öylesine eşsiz bir taş  yerleşimidir ki, “dünyanın ortasındaki adını Gudea ışıltıyla ortaya çıkmasına sebep olmuştu.” Bu ikinci çember “yeni ay için yuvarlak taç” şeklinde düzenlenmişti ve “bir şebekedeki kahramanlar gibi” dikilen on üç taşı içermekteydi.

Girsu’daki taş çemberler ayrıca güneş ve ay çevrimlerini bağlantılandırmak üzere çark gibi birbirine geçmiş, taştan yapılma takvimlerin ilk örneğiydi. .. Lagaş’ın Girsu’sunda taştan yapılma bir güneş-ay bilgisayarının işletilmeye başlandığı açıktır. Sitchin

(A24.13) gu3-de2-a e2 dnin-ĝir2-su-ka : Gudea Ningirsu’nun tapınağını
(A24.14) dutu-gin7 dugud-ta ba-ta-e3 : Utu gibi buluttan çıkıp/çıkan  geceden çıkan Utu gibi/güneş gibi
(A24.15) ḫur-saĝ za-gin3-na-gin7 mu-mu2 : lapis lazuliden bir dağ gibi büyüttü
(A24.16) ḫur-saĝ nu11 babbar2-ra-gin7 : beyaz kaymaktaşından bir dağ gibi
(A24.17) u6 di-de3 ba-gub : Hayran olunacak şekilde yaptı.
(A24.18) dub-la2-bi am-gin7 mu-šu4-šu4 : Kale kapısında boğa /vahşi öküz gibi düşünülmüş, yapılmış / Kapısında vahşi boğa gibi bekleyen
(A24.19) ušum-bi ur-maḫ-gin7 šu-ba bi2-nu2-nu2 : Savaşçı /kahraman  aslanlar gibi  ellerinin üzerinde uzanan /yayılan/pençeleri üzerinde çömelmiş 

Gudea yazıtları, Gudea’nın Eninnu tapınağında sfenksler konuşlandırdığını açığa çıkarmaktadır; yazıtlarda özellikle “korku aşılayan bir aslan” ve “aslan gibi çömelmiş kocaman bir vahşi öküz” den söz edilmektedir. .. Bizzat Ninurta /Ningirsu’ yu çömelmiş bir sfenks olarak betimleyen bir heykel Lagaş’taki Girsu harabeleri arasında bulunmuştur. 




(A24.20) gi-gun4-bi ab-zu-gin7 ki sikil-e bi2-mu2 : Abzu gibi temiz bir yerde büyüyen teraslı kulesi /gigunası
(A24.21) urin-bi taraḫ kug abzu-gin7 : amlemi /işareti Abzu gibi/ Abzu’daki gibi  parlayan /ışık saçan dağ keçisi
(A24.22) si ba-mul-mul : uygun /düzenli parıldayan/ışıldayan
(A24.23) ud-sakar gibil an-na gub-ba-gin7 : yeni ayın hilali gibi  göğe yerleştirilen
(A24.24) gu3-de2-a e2 dnin-ĝir2-su-ka : Ningirsu’nun tapınağını Gudea,
(A24.25) u6 di-de3 ba-gub : Hayran olunacak şekilde yaptı.
(A24.26) e2-a dub-la2-bi šu4-šu4-ga-bi : tapınakta kale kapısında 
(A24.27) la-ḫa-ma abzu-da šu4-ga-am3 : Abzu’daki  gibi  / duran düşünülen lahama tanrılar ..

Gudea Silindir A Kolon XXV


Tapınak İlahileri X


Tapınak Yazıtı X
Asarluhi (Enki veya Marduk) 'un Kuara'daki Tapınağı
Asarluhi Enki için de kullanılır.
Asaralimnunna ise Enki'nin oğlu Marduk'un isimlerindendir.
Kuara çözümlenince hangisinin kastedildiği belli olacak...

http://etcsl.orinst.ox.ac.uk/cgi-bin/etcsl.cgi?text=c.4.80.1&display=Crit&charenc=gcirc#


135. iri abzu-ta še-gin7 sur-ra: şehir, Abzu’dan arpa/  tahıl gibi …ışık saçan/ parlayan ?
136. edin muru9 šag4-ta me šu ti : dumanlı ovanın içinden ilah güçler/ me’/ lerle kabul edilen/ onaylanan
137. kuaraki temen unu2 zid-zu : kuara temel ziyafet salonu gerçeksin/güzelsin
138. en niĝ2-šu nu-gi4 u6-e am3-ma-gub : efendi mal/eşya geri dönülmez takdirle  hazırlanır
139. abgal 7-e sig nim-ta šu mu-ra-ni-in-mu2-uš : 7 bilge aşağı ve yukarı ülkeleri genişletti/büyüttü
140. nun-zu nun kal-kal dasar-lu2-ḫi lu2 kal-kal : prenssin , değerli prens Asarluhi (Enki veya Marduk) değerli insan
141. ur-saĝ nun gir15 tud-da nemurx(PIRIĜ.TUR) kar dib-be2 : kahraman/ savaşçı prens asil/soylu doğmuş , avını yakalayan leopar/panter
142. ud du7-du7-gin7 ki-bal-da du7-du7 : isyancı /düşmanları hızla vuran bir fırtına gibi
143. en-na nu-še-ga eme sig-ga nu2-a : Terbiyesiz, asi dilleri yok edinceye kadar..
144. dasar-alim-nun-na dumu abzu-ke4 : Abzu’nun oğlu Asaralimnunna (Marduk)
145. e2 kuaraki muš3-za e2 bi2-in-gub barag-za dur2 bi2-in-ĝar
Kuara’daki tapınağın kutsal alanına kürsüsünü yerleştirdi. /kurdu

Tapınak İlahileri XI Ninublaga'nın Abrig'deki Tapınağı





19 Şubat 2015 Perşembe

Gudea Silindir A Kolon XXIII


(A22.24 na gal-gal lagab-ba mi-ni-de6-a: Büyük plakalar halinde çok büyük taşları /stelleri/ dik duran taşlar  taşları o oraya götürdü.
(A23.1) mu 1-a mu-de6 mu 1-a mu-ak : bir yıl sürdü, onların getirilmesi  bir yıl sürdü.
(A23.2) ud 2 ud 3 nu-ma-da-ab-zal :(ancak) 2 gün 3 gün bile geçirmedi / geçmesine bile izin vermedi.
Onlar 2 veya 3 gün geçirmeden(A23.3) a2 ud-da 1-ta mu-du3 : her biri günlük çalışmayla dikildi ve
(A23.4) ud 7-kam-ma-ka e2-e im-mi-dab6 : yedinci günde tapınağın etrafına hepsini kurmuştu.
Yedinci günde o onları (stelleri) tapınağın etrafında kurmuştu/ yerleştirmişti.

Gudea çok uzak yerlerden, her ikisi de Afrika’da yer alan Magan (Mısır) ve Meluhha (Nübye) nın “taş dağlarından” bir değil  iki tip taş getirtmişti. Silindir A’daki yazıtta bu taş blokları “daha önce hiçbir (Sümer) kralının girmediği taş dağlardan” getirtmenin tam bir yıl sürdüğünü okuyoruz. Bunlara erişmek için Gudea “dağlara giden bir yol yaptı, ve onların büyük taşlarını bloklar halinde getirdi, gemiler dolusu Hua taşı ve Lua taşı.” Bu iki taş türünün isimlerinin anlamı çözülememiş olsa bile uzaktaki kaynakları açıkça belirtilmişti. Afrika’daki iki kaynaktan gelen bu taş bloklar ilk önce Gudea tarafından açılan yeni  yol üzerinden karadan, sonradan da Lagaş’a giden (Fırat nehrine deniz yolculuğuna uygun bir kanalla bağlanan) deniz yolları üstünden gemiyle taşınmışlardı. 

Umanum’dan, Menua dağından, Busalla’dan, Martu dağından büyük taş blokları çıkarıp dikilitaş olarak / stel / na-ru yaparak Eninnu tapınağının avlusuna  dikti: (u3-ma-num2 hur-sag me-nu-a-ta bu3-sal-la hur-sag mar-tu-ta {na4}na gal im-ta-e11 na-ru2-a-sze3 mu-dim2 kisal e2-ninnu-ka mu-na-ni-du3)

Barme dağından Lua taşı büyük gemilere doldurularak getirildi ve Eninnu tapınağının tabanı /zemin /döşemesine yerleştirildi: (hur-sag bar-me-ta {na4}na lu-a ma2 gal-gal-a im-mi-si-si ur2 e2-ninnu-ka mu-na-ni-gur).

(A23.5) na da-bi kun-še3 mu-nu2 : 
kendi tarafına bir taş yatırdı
(A23.6) /šim\-še3 mu-dim2-dim2 : tütsü yaratarak
(A23.7) e2-a mi-ni-šu4-šu4 :  tapınağa yerleştirdi
(A23.8) na kisal maḫ-a -mi-du3-a-na : Taş yüce avluya dikildi/ büyük avluda kurulan stele,
(A23.9) na-du3-a lugal kisal si :Avluyu dolduran kral stelası

E-Ninnu avlusuna dikilen 7 adet stelin herbirine birer isim veriliyor:

(A23.10) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.11) ĝir2-nun-ta mu-zu : Girnun’dan bilinir
(A23.12) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi/adlandırıldı.
(A23.13) na kan4-sur-ra bi2-du3-a : Bir stel Kansurra’ya dikildi.
(A23.14) lugal a-ma-ru den-lil2-la2 : Enlil’n tufanı/, fırtınası  olan kral
(A23.15) gaba-šu-ĝar nu-tuku : Rakibi olmayan,
(A23.16) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.17) igi zid mu-ši-bar : Dostça/ içtenlikle baktı.
(A23.18) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi /adlandırıldı.
(A23.19) na igi ud e3-a- bi2-du3-a : Yükselen güneşin önüne dikilmiş olan taş/stel / Yükselen güneşe bakan,
(A23.20) lugal ud gu3 di den-lil2-la2 : Enlil fikrini /sözünü krala söylediği/ bildirdiğinde.. zaman ?
(A23.21) en gaba-ri nu-tuku : Rakibi olmayan bey/efendi
(A23.22) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.23) šag4 kug-ge bi2-pad3 : saf kalbinde seçti / kalbi temiz Gudea’yı buldu/seçti.
(A23.24) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi/adlandırıldı.
(A23.25) na igi šu-ga-lam-ma-ka bi2-du3-a : Şu’galam’ın önündeki taş …./ önüne dikilen stel'e
(A23.26) lugal mu-ni-še3 kur tuku2-tuku2-e : dağları /yabancı ülkeleri titreten kral
(A23.27) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.28) gu-za-ni mu-gen6 : Kürsü’yü yerleştirdi
(A23.29) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi/adlandırıldı.
(A23.30) na igi e2-uru18-ga-ka bi2-du3-a : E-uruga’nın önüne dikilen stel ‘e,


Devamı Gudea Silindir A Kolon XXIV

  .

Tapınak İlahileri IX

Tapınak Yazıtı IX
Şulgi'nin Ur şehrindeki  Tapınağı E-hursag

http://etcsl.orinst.ox.ac.uk/cgi-bin/etcsl.cgi?text=c.4.80.1&display=Crit&charenc=gcirc#

https://www.atanet.org/publications/beacons_10_pages/page_15.pdf

119. e2-mu-maḫ ḫur-saĝ il2 an-na : Göğe bir dağ gibi yükselen Emumah tapınağı
120. uš kug temen gal-zu nam kal-kal : yerdeki kutsal temeli bilgece ve değerli bir kader
121. šag4 me nun si ud zalag-ga e3-a : İçi prens me’ leri ile/ ilahi güçlerle düzenlenen / dolu olan parlak ışıklar çıkan
122. 3 bar-zu an sig7-ga igi e3-zu uĝ3 šar2-ra : senin türben tüm insanlar için mavi gökyüzüne  / önlerine çıkarsın 
123. kalam-ma zu2 keše2 ĝal2 dub3-us2 dili-am3 : ülkede  tek birlik oluşturur
124. id2 maḫ ka ĝal2 taka4 me DA GA-zu? ur4-ur4 : yüce nehir  ağzında var olan, me'leri / ilahi güçleri  toplayan
125. ur2-zu ni2 gal ḫur-saĝ zid ki daĝal-e mu2-a : gerçek bir yerde genişleyen ve büyüyen büyük dağ gibi bir kucaksın /temelsin
126. ki-tuš maḫ-zu niĝ2 maḫ me šar2 nam-nun-na : yüce meskenin  bütün ilahi güçlerle me’, prensliktir
127. ḪAR X AMA UD KID2 DIR-bi šeg11 gi4-gi4 : ?
128. e2 giri17-zal muš3-zu a2-dam-ma ul šar2 : senin sevinçli tapınak alanın , konutun mutlu 
eder
129. e2 nun-zu šul-gi mi-ni-ib-gal nun-nun-na : senin prensin Şulgi  tapınağını soyluca yaptı
130. X šu du7 maḫ-di tum9 u18-ru-un gal-la : mükemmel ve muhteşem güçlü ve büyük rüzgar 
yükseltti
131. me še-er-ka-an di nam tar-re-da : ilahi güçlerle süslenmiş , örtülmüş, kaplanmış belirlenen 
kaderler
132. e2-ḫur-saĝ šul-gi an-na-ke4 : An’ın Şulgi’si .. Ehursag /dağ gibi olan tapınak
133. muš3-za e2 bi2-in-gub barag-za dur2 bi2-in-ĝar : tapınağın kutsal alanına kürsüsünü yerleştirdi. /kurdu
134. taḫ-ḫu-um e2-ḫur-saĝ šul-gi urim2ki-ma : Şulgi’nin Urim’deki tapınağı

Tapınak İlahileri X Asarluhi (Enki  veya Marduk) Kuara'daki Tapınak

Tapınak İlahileri VIII Nanna'nın Ur'daki Tapınağı

Tapınak Yazıtı VIII
Nanna'nın Ur şehrindeki  Tapınağı E-Kişnugal

http://etcsl.orinst.ox.ac.uk/cgi-bin/etcsl.cgi?text=c.4.80.1&display=Crit&charenc=gcirc#

https://www.atanet.org/publications/beacons_10_pages/page_15.pdf

101. urim2ki ninda2 gi duru5 sug2-ga : Ey Urim, ıslak sazlıktaki ayakta duran erkek dana
102. e2-kiš-nu-ĝal2 amar ab2 gal-la ud X KA×X an kug-ga : yeryüzüne ışık gönderen/ “otuz evi, büyük tohum” “ışıldayan ay ışığı ülkede öne çıkan” / büyük ineğin buzağısı/ kutsal gökyüzünün ışığı
103. šilam-za ĝiš-bur2 gud3-a nu2-a : barınaklarda yayılan  süslü inek ?
104. urim2ki pisaĝ3 gu7 kur-kur-ra : tüm toprakların yemek sepeti/ besleme kabı olan Ur
105. 3 ki sikil-la uraš an-na : An’ın yerküredeki,  saf bir yerdeki türbesi
106. e2 dsuen igi-zu-še3 nun a-ga-zu-še3 barag : Sin’in tapınağı  senin önünde bir prens arkanda kürsü
107. ĝišbun-zu a-da-ab unu2 gal-zu kug šem5 kuša2-la2 : yemek zamanında adab şarkıları, büyük yemekhanen kutsal ala, şem davulu
108. ud e3-zu nam-en zid-da-zu nam kal-kal : o zaman senin ışığın gerçek bir üstünlük, değerli bir kaderdir
109 : ĝi6-par3 eš3 nun me kug-ga ud X zal-[zal]-le : Gipar, ilahi güçlerin kutsal türbesi, güneş gibi parlayan
110. e2-kiš-nu-ĝal2 iti6 saḫ6-saḫ6 kalam-ma e3-a: Ekişnugal  topraklarda/ ülkede ay ışığı gibi çıkan
111. ud MAŠ daĝal kur-kur-re si-a : tüm toprakları dolduran ışık
112. e2 muš3-zu muš-gal sug muš-a : kutsal alandaki tapınağın büyük bir yılan , bataklık yılanı
113. temen-zu abzu 50 engur 7-e : Senin temelin Abzu sayısı elli ve engur sayısı yedi
114. 3 šag4 diĝir-re-e-ne-ke4 igi i3-ĝal2 : tanrıların kalbine bakan/ yerleşmiş bir türbe
115. nun-zu nun ka-aš bar men an daĝal-la : sen prenssin, göğün geniş tacı ile hükümler veren prens
116. lugal an-kam daš-im2-babbar-e : göğün kralı Nannar /Sin
117. 3 urim2ki muš3-za e2 bi2-in-gub barag-za dur2 bi2-in-ĝar : Urim’deki türbenin  kutsal alanına kürsüsünü yerleştirdi. /kurdu
118. e2 dnanna urim2ki-ma : Nanna’nın Urim’deki / Ur'daki tapınağı


Gudea Silindir A Kolon XXII


(A22.1) muš-maḫ ḫur-saĝ-ĝa2 nam ak-am3 :  dağa yerleştirilen yüce yılan/ dağdaki muhteşem ejderha kaderdir.
(A22.2) e2 gi guru5-bi muš kur-ra teš2-ba nu2-am3 : Tapınak sağlam sivri bir yılan dişi gibi ülkede uzandı
(A22.3) sa-tu-/bi\ erin duru5 ḫa-/šu\-ur2-ra šu ḫe2-tag-ga-am3 : Sedir dağı yeni elma donansın / süslensin ağaçlarıyla
(A22.4) aga3 erin igi u6 di-bi-a erin babbar2 im-ĝa2-ĝa2-ne : önüne sedir çemberi , hayran olunacak beyaz sedir yerleştirildi
(A22.5) šim zid i3-ḫe-nun-ka mi2 ba-ni-ib2-e-ne : gerçek sedir yağının aromatik kokusu övgüyle,içtenlikle konuşulur
(A22.6) e2 im-du8-a-bi ḫe-nun abzu šu tag-ga-am3 : Tapınağın kerpiç duvarı  Abzu’nun bolluğuyla süslenmiş
(A22.7) A.ĜAR.KA-bi im-ši-ib2-suru5-ne : tapınağın bir bölümü olan (A-NIG2-KA /A.ĞAR.KA)’yı taktılar/eklediler
(A22.8) eš3 e2-ninnu šu E2×BAD? an-na-ka ĝar-ĝar-a-am3 Anu’nun E2xBad’ı E-ninnu türbesine yerleştirildi.
(A22.9) ensi2-ke4 e2 mu-du3 mu-mu2 : Şehir beyi tapınağı dikip /inşa edip  büyüttü.
(A22.10) kur gal-gin7 mu-mu2 : Büyük bir ülke gibi yükseliyor/gelişiyor/büyüyor.
(A22.11) temen abzu-bi dim gal-gal ki-a mi-ni-sig9-sig9 : Abzu’nun temeli,  yerin büyük direği sokuldu, koyuldu /yerleştirildi.
(A22.12) den-ki-da e2-an-gur4-ra-ka : Enki ile E-angur’ da
(A22.13) šag4 mu-di3-ni-ib2-kuš2-u3 : O onu orada ona danıştı
E-Ninnu inşa edilirken Enki’ye (E-Engur tapınağı için) danışılıyor.  

e2-an-gur4-ra= e2-engur: Enki’nin Eridu’daki ilk tapınağı –dönemin mimari bir harikasıdır- ve geçen zamanla birlikte yükseltilip genişletilerek E.EN.GUR.RA  denilen (“zaferle dönen Tanrının Evi”) olağanüstü bir tapınağa dönüştürülmüştür. Yapı altın, gümüş ve değerli metallerle süslenmişti ve “Göklerin Boğası”tarafından korunmaktaydı. 
(A22.14) temen an-na ur-saĝ-am3 e2-e im-mi-dab6 : Göğün temeli olan kahraman  o onu tapınağa koydu
(A22.15) ki-a-naĝ diĝir-re--ka a im-na8-na8-a : Tanrıların su içtiği çeşmeler..
(A22.16) e2-ninnu dim gal mu-gen6 : E-ninnu’nun büyük direği tesis edildi.
(A22.17) abgal2-bi mu-du3 : Bilgece inşa edildi
(A22.18) iri-na ĝišasal2 dug3-bi mu :  Şehrin kavakları güzelce/sağlamca inşa edildi /kuruldu
(A22.19) ĝissu-bi mu-la2 : Koruyucu gölge bağlaması asması için / gölgesini uzattı /
(A22.20) ĝiššar2-ur3-bi urin gal-gin7 lagaški-da im-da-sig9 : Lagaş’ın büyük işareti Şarur  yerine yerleştirildi
Şarur ‘u büyük amblem gibi Lagaş’da yerleştirdi soktu/koydu. Lagaş’a büyük bir işaret gibi çoklu siliciyi (Mows-down-a-myriad ;aşağıdakileri sayısız olarak biçen)  yerleştirdi /soktu / Şarur, büyük bir işaret/amblem gibi Lagaş’a koyuldu. O, ‘şarur, Lagaş’a yerleştirilmiş bir flama /sancak/ işaret gibi..
(A22.21) šu-ga-lam ki ḫuš-ba im-mi-ni-ĝar : korkunç/kırmızımsı şugalam yeri../ karar yeri / menfez  yerleştirildi

šu-ga-lam:kararın verildiği korkunç yer/hüküm,karar
(A22.22) su zig3 bi2-du8-du8 barag ĝir2-nun-na ki di kud-ba : korkunun yayıldığı adaletin kesildiği /verildiği yer Girnun kürsüsü
(A22.23) u2-a lagaški gud gal-gin7 a2 ba-il2-il2 :.. adaletin verdiği güçle.. Hüküm veren Lagaş büyük bir boğa gibi güçle yükseldi.
(A22.24) na gal-gal lagab-ba mi-ni-de6-a : Büyük plakalar halinde çok büyük taşları /stelleri/ dik duran taşlar  taşları o oraya götürdü.


Gudea rüya gerçekleşti diye yazmıştı. Eninnu tamamlanmıştı. Parlak bir kütle gibi duruyordu kaplaması
ışıltılı bir parlaklık olarak herşeyi kaplıyordu parlayan bir dağ gibi coşkuyla yükseliyordu. Gudea 
dikkatini ve gayretini artık Gırsuya bunun gibi bir kutsal mahalle yapmaya çevirmişti. Dar ve derin
 bir dere . büyük bir çöplük dolduruldu. Enki tarafından bahşedilen bilgelikle Gudea meyil verdi,
 tapınak terasının alanını büyüttü. Silindir A da ziguratın hemen yanında Anu, Enlil ve Enki yi
olduğu kadar projeye dahil olan çeşitli tanrıları onurlandıran elli ayrı türbe ve tapınak inşa edildiği
yazmaktadır. Odacıklar, hizmet binaları, avlular, sunaklar, kapılar, çeşitli rahipler için konutlar
ve Ninurta/ Ningirsu ve eşi Bau’ nun yatak odaları ve özel konutları vardı. Sitchin

Devamı Gudea Silindir A Kolon XXIII