sekreter se-ek-re-um (Süm.);
se-ek-ru-um, se2-ek-rum, sekreterum
munus se-ek-ru-um.
Katibe, sekreter, yazıcı.
Se2-ek-rum.sekretum.
sekreter, bayan yazıcı. SNAX
sekret ekalli (feminine) [Government] palace
concubine , harem woman ; Cf. sekrutu, sekretūtu See also : bēt
isāti, esertu. AKDI
sekretūtu [Human → Family] concubinage ,
common-law wedding , seclusion secluding Cf. sekrutu, sekret
ekalli, sekēru. AKDI
sekrum [WOMAN] wr. se2-ek-rum "a class of women" Akad. sekretu
sekretu "enclosed (woman)". se2-ekrum=cloistered
woman. SSED
secretary :late 14c., "person
entrusted with secrets," from M.L. secretarius "clerk,
notary, confidential officer, confidant," from
L. secretum "a secret" (see secret). Meaning
"person who keeps records, write letters, etc.," originally for a
king, first recorded c.1400. As title of ministers presiding over executive
departments of state, it is from 1590s. The word also is used in both French
and English to mean "a private desk," sometimes in French
form secretaire (1818). ONED
secretaire cabinet for private papers,
1771, from Fr. secréraire, from
M.L. secretarius (see secretary). Anglicized
form secretary is attested from 1803. ONED
secretariat "office of secretary,"
1811, from Fr. secrétariat, from
M.L. secretarius (see secretary). ONED
secret late 14c. (n.), c.1400 (adj.), from
L. secretus "set apart, withdrawn, hidden," originally pp.
of secernere "to set apart,"
from se- "without, apart," prop. “on one's own” (from
PIE*sed-, from base *s(w)e-; see idiom)
+ cernere "separate" (see crisis). The verb meaning
"to keep secret" (described in OED as "obsolete") is
attested from 1590s. Secretive is attested from 1853. Secret
agent first recorded 1715; secret service is from
1737; secret weapon is from 1936. ONED
se-ek-ru-um /se2-ek-ru-um / se2-ke-ru-um
: katibe, sekreter, bayan yazıcı. Akad. sekreterum, sekretum. SNAX
sekrum / se2-ek-rum
[WOMAN] wr. se2-ek-rum "a class of women"
Akad. sekretu .TPSD
sekreter
Fr. secrétaire kâtip
OLat. secretarius sır kâtibi,
özel kalem müdürü Lat. secretus ayrı,
saklı Lat. se+cernere, cret-ayırmak → sekresyon. NETS
Sekreter sözcüğünün kökeni Sümercedir ve ve oradan da Akadça’ya geçmiştir. Fransızca olduğu tespitleri yanlıştır.
sekretu / sekratu a woman of high rank, possibly
cloistered, a woman of the palace household, court lady. Süm. SALZI.IK.RUM/RU.UM. TASD
sekreter Fr. secrétaire
a. 1.
Özel veya kamu kuruluşlarında belli bir makama, kişiye yardımcı olmak amacıyla
haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli. 2. Özel kuruluşlarda veya
kamu kuruluşlarında yönetim ve yazışmalardan sorumlu kimse, yazman. 3.
Gazetelerde sayfa düzenlemesini yapan kimse. Türkçe Sözlük
sekret ekalli (feminine) palace
concubine , harem woman ; Cf. sekrutu, sekēru
*, sekretūtu
See
also : bēt isāti, esertu. AKDI
sekrutu (sekretu ; feminine) concubine
, recluse , harem woman Cf. sekretūtu, sekret
ekalli, sekēru. AKDI
selam silim / si-lim (Süm.);
selam Ar.
sel¥m
a. (sela:mı, l ince
okunur) Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya
yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi
yapma, esenleme, merhaba. 1. Barış,
rahatlık. 2. Sonu iyi ve hayırlı çıkma. BTSÖ
Anlamı aynen; sağlam olmak, sağ olmak, dostluk, arkadaşlık, sağlık, barış, güvenlik, esenlik'tir, kutlamak'tır, selamlamak'tır. Tüm Sami dillere Sümerce'den geçerek (slm)kökü ile yerleşmiş, Akadça' ya salimu, salamu, salima, salimi, musallimu şekillerinde (peace, amity / barış, dostluk anlamlarında) geçmiştir. İbranice'de: šalom שלוֹם , Arapça'da: salam سلام , Süryanice'de; šlama olarak, Gagauz Türkçesi'nde; selem, selemet, Divanü Lugati't-Türk'te; esen اسن ; Moğolca'da; ezen şeklinde yeralmıştır. İslam, müslüman, salim, selim, esen v.b. kelimeler de Sümerce silim (si-lim) den türetilmiştir. Bu kelimeden türetilen de birçok kelime vardır. salim, selametle, salimen v.b. gibi... Velhasıl; 6500 yıldan bu yana, çok geniş bir coğrafyada kullanılmış ve halen de kullanılan bir kelime selam...Selam olsun... Ne kadar geniş bir coğrafyada binyıllardır telaffuz edilen bir kelime ve de ne kadar güçlü ve anlamlı bir kelime
silim "(to be) healthy; completeness; well-being" Akad. šalāmu; šulmu. Base forms: silim. Written forms: silim; silim-ma; silim-ma-ta; silim-ma-ta-am3. Normalized forms: silim (silim, silim-ma-ta, silim-ma-ta-am3); silim;a (silim-ma).(to be) healthy. TPSD
silim : sağ, sağlam, sağlam olmak, dostluk, arkadaşlık, güven,
güvenlik, sağlık. şalamum, şalmum, şulmum, salimum,
salamum.
silim-ma he2-me-en : hoş geldiniz.
silim-şe3 gu3…de2
: selam söylemek, selamlamak. SNAX
silim[healthy]
Base forms: silim. Written forms:silim; silim-ma;
silim-ma-ta; silim-ma-ta-am3 Normalized forms:silim (silim,
silim-ma-ta, silim-ma-ta-am3); silim;a (silim-ma . DCCL
silim "heil”, to be/make good,
healthy. SUZE
silim[DI]: to be/make in
good shape, healthy, complete (usually considered
Akad. loanword, root means
'peace ' in 18 of 21 Semitic
languages , but Sumerians
used word in greet ing and
root not in Orel&Stolbova's Hamito - Semitic Etymological
Dictionary; cf., sil5, 'pleasure, joy', + lum, ' to grow
luxuriantly'). SULE
nin gal an-na dinana-ra silim-ma ga-na-ab-be2-en. ETCSL c.2.5.3-6
diĝir silim-ma en-nu-uĝ3 abula maḫ-a-ke4.ETCSL c.2.6.9.4-18
ĝišma2 dsuen-na silim-ma ḫe2-me-en ĝišma2 silim-ma ḫe2-me-en. ETCSL c.1.5.1-2224A
salāmu [SILIM : ] G. to be
friendly, in good relations ; to be reconciled (with s.o.) D. to
propitiate ; to bring peace to s.o. Š. to calm down
s.o.Variants : selēmu See also : salīmu, salīmiš, salmāniš, salāmu
(1), sullumu Comparison with other Semitic languages :
Syriac : šlama «peace»
Hebrew : šalom שלוֹם «peace»
Arabic : salam سلام .
salāmu (2) Variants :
silīmu . See also : sulummû, šalintu, salāmu, pargāniš rabāṣu, musallimu, ina
sulummê . AKDI
selam: ~ Ar. salām
سلام [#slm] 1. sağ ve sağlam olma, güvenli olma, barışık olma, 2. sağlık,
selamet, barış, güvenlik = Akad. şalāmu/şulmu = Sümer silim.
eşkökenliler: Ar #slm: aleykümselam, islam, müslim, müslüman, salim, selam, selamet, selamünaleyküm, selim, şeyhülislam, tesellüm, teslim, vesselam . NETS
eşkökenliler: Ar #slm: aleykümselam, islam, müslim, müslüman, salim, selam, selamet, selamünaleyküm, selim, şeyhülislam, tesellüm, teslim, vesselam . NETS
müslim; ~ Ar. muslim مسلم [#slm] teslim
olan, islam olan < Ar. islām إسلام teslim olma, direnmeme, islam
dini → selam
müslüman müsülman/müselman ~ Fa. muslimān مسلمان [çoğ.] < Ar. muslim مسلم → müslim
islam~ Ar. islām إسلام [#slm] 1.
teslim olma, boyun eğme, 2. bir din → selam . NETS’de
de önerimiz ve ispatımız
üzerine kökenin Sümerce olduğu düzeltildi.
silim to be well, whole, healthy, safe, at peace, in good
condition; to fulfill an office or term. ESUG
silim[DI]: to be/make in good shape, healthy, complete (usually
considered Akad. loanword, root means 'peace' in 18 of 21 Semitic languages,
but Sumerians used word in greeting and root not in Orel & Stolbova's
Hamito-Semitic Etymological Dictionary; cf., sil5, 'pleasure, joy', + lum, 'to
grow luxuriantly').
silim...dug4/du11/di/e:
to greet, say "Hello" ('health' + 'to speak').
silim-šè gù...dé: to greet, say "Hello" ('health' + 'regarding' + 'to call, say').
silim...sum: to greet, say "Hello" ('greeting' + 'to give').
silim-šè gù...dé: to greet, say "Hello" ('health' + 'regarding' + 'to call, say').
silim...sum: to greet, say "Hello" ('greeting' + 'to give').
a-silim: potion ('water'
+ 'health'). sağlıklı su. ANSD
isen : sağ, salim, sahih, afiyet, sağlam. —
Gesund, ganz, wahrhaft. | isenlik : sihhat, afiyet, selamet. — Gesundheit,
Heil, ÇAOS
saz : sağ selamet, rahat. — Vollständige Gesundheit, Ruhe. ÇAOS
silim "heil
(s./w.)" „to be/make good, healthy“
("to be vigorous, to make healthy, to restore") (silim-ma
du11.g) | ("heil sein") da-nuum, da-num2 /*dannum/
"stark") si-li-im syll. In Sprichwort? , mittelbab. si-lim-ma
syll. = silim-ma s.
diĝir-silim-ma, eren2 silim-ma, nam-gaeš8—silim
silim "Heil" (unorth. si-li-ši-a) ("salvation") s.
digi-bi-še3-silim-ma,
dka-ba-ni-silim-ma (GN), ka-R, KA R-ma, KA2-silim-ma, ig2-R, dlugal-silim-ma,
šu R-ma silim-bi "höflich" silim--du11.g,
e "Gesundheit, Wohlergehen sagen, Gesundh., Wohlerg.
zusprechen" (gg. Bed.
"grüßen") silim--e si-lim
| si-limma na-du11-ga
(so richtig: "gegrüßt
habend") s. silim-eš2--du11.g,
e, di silim-(e)-eš2--du11.g,e ,di "in Wohlergehen sagen, lobend sprechen, loben,
preisen" muštāmû, šutarruhu ni2
silim-še3--e | ("to praise oneself"; hier von Nungal)
s. ni2 silim(-e)-eš(2)--du11.g, silim
zi-de3-eš-- du11.g
silim-ma--du11.g,
e, di "'in guter Gesundheit' sagen,
"'Heil sagen" šulma qabû,
šilim qabû . silim zi-de3-eš--du11. diĝir-silim-ma .. Tanrı selamı./Tanrının selamı.
uru-silim : barış şehri Ur. SUZE
silim [HEALTHY] wr. silim "(to be) healthy; completeness;
well-being" Akad. šalāmu; šulmu silim + -ma .
1. (to be) healthy .lu2 silim dug4-dug4 =
mu-uš-ta-ri-hum ; lu2 silim dug4 ak =mu-uš-ta-ri-hum .
[[silim]] = si-li-im = DI = ša-la-mu-um ; [silim] = = ta-aš-ri-ih-tum . 2. completeness 3. well-being . Akad.
šalāmu "to be(come) healthy, intact"; šulmu
"completeness". (tamlık, bütünlük). See ETCSL: silim=to be healthy. Note:
Sumerian si-li-im is a rebus representation of Akkadian ša-la-mu-um Note:
Proto-Afro-Asiatic: *s/cVlVm-Meaning: be unharmed; friendly . Semitic:
*šVlVm- 'be unharmed (sağ, salim olarak), healthy' (sağlıklı) ˜ *sVlVm- 'be friendly' . Egyptian: smr (AE) 'friendly'Proto-Semitic:
*šVlVm- ˜ *sVlVm- . Afroasiatic etymology:
Meaning: 'be unharmed, healthy' . Akkadian: šalamu 'be unharmed, in
good conditions, stay well'; cf. sal ̄ āmu 'be friendly', salīmu OB 'peace,
concord, friendship' . Ugaritic: šlm
'be unharmed, healthy' . Phoenician: šlm
. Hebrew: šālam 'be completed, ready
(work, construction); remain healthy, unharmed; keep peace' . Arabic: slm . Epigraphic South Arabian: slm 'be healthy, in a happy situation'.
http://sumerian.741.com/s10.pdf. SSED.
lu-silim: kusursuz,mükemmel adam perfect man ('man' + 'good, healthy') lu ideogramı insanları, meslekleri belirtir.
Urusilim ‘city of peace’ < uru ‘city’ + silim ‘peace’. Barış şehri/kenti. http://nookofnames.com/2011/07/02/sumerian-names-part-1
sâlem; selâm. Selâm berdi.- Selâm verdi, Selâm hat- Selâm yollayan
mektup, Selâm etti- Eski adete göre genç hanımların yaşı büyük kimselere
eğilerek, selam vermesi, Duğay selâm- Ayrıca selâm söylemek. KITS
salāmu; friendly relations, peace, alliance, to be reconciled,
to make peace, to be of a friendly disposition, to bring about peace (between
countries), reconciliation; from OB on; islim (islam)- isallim- salim, wr. syll
SILIM; cf. musallimu, naslamu,
salamu,
salimatu,
salimis,
salimu,
salimu,
salimi,
salmu,
silmu,
sulamu,
sulummu, taslimtu.
salimu (silimu, šalmu); peace, concord, reconciliation with the gods, favor;
from
SÜM. SILIM. TASD
Uzaya / uzaylılara selam ; NASA tarafından eylül 1977 de Voyager I adlı insansız bir uzay aracı uzaya fırlatıldı. Bu araç, dış güneş sistemi ve ötesi bir uzay sondası idi. Jüpiter ve Satürn'ü ziyaret etmiş ve bu gezegenlere ait uyduların detaylı fotoğraflarını elde etmişti. Dünya ile olan haberleşmeyi en az 2020 yılına kadar sürdürmesi bekleniyor. Üzerinde bulunan altın kaplama plakada Güneş sisteminin bulunduğu yer ve dünya üzerindeki tüm dilerden oluşan bir selamlama ses kaydı bulunmakta. Uzaylı dostlarımız rastlarsa selamlamak için.. "ancak insanlık 2010 un mayıs ayında uzaydan gelen farklı frekanslara tanık olmuş ve bu nedenle Hawkins'in "Uzaylılar dostumuz olmayabilir ve başımıza büyük dertler açabilir" şeklindeki sözlerini akla getirmiştir." tr.wikipedia.org/wiki/voyager_1 den.
Bütün dünya dilleri derken ne ilginçtir ki Sümerce ve Akadça selamlama da var ve bu altın plağa işlenmiş.. silim-ma-he-me-en. :selam üzerinize olsun. barış, dostluk anlamına .. kime bu selamlar.. eğer dış uzayda akıllı varlıklar varsa ve bu plağı ele geçirirlerse/görürlerse .. bir dostluk mesajı.. hem de Sümerce.. çok ilginç. Sümerce bilebilirler mi?. Kimbilir belki de bir zamanlar onlar bize öğretmişti..! Bu sümerce mesajı dinlemek isteyenler için : http://voyager.jpl.nasa.gov/spacecraft/languages/audio/sumerian.au. yazılışı da aynen silim-ma-he-me-en /.. silim-ma he2-me-en "Welcome" ('may you be healthy'). Carl Sagan'ın Contact romanı akla geliyor.. İlgilenenler için bazı linkler.. http://www.milliyet.com.tr/uzay-aracindaki-gizem/dunya/sondakika/12.05.2010/1236966/default.htm
http://www.habervitrini.com/flas_uzay_aracindan_bilinmeyen_bir_dilde_mesaj_geldi-461731.html. http://www.sabah.com.tr/Dunya/2010/05/13/uzaydan_gelen_garip_sinyaller. http://www-etcsl.orient.ox.ac.uk/section1/c151.htm
It literally means, 'May you be healthy.'
silim-ma he2-me-en "Welcome" ('may you be healthy'). silim...sum to greet, say "Hello" ('greeting' + 'to give'). So the Sumerian word silim is related to Hebrew shalom and Arabic salaam, and may be the origin of them. The Sumerian traders who spread the Ubaid culture throughout the Near East starting around 6,000 BC (calibrated) would have used this greeting word. http://www.sumerian.org/sumerfaq.htm#s1 .
It literally means, 'May you be healthy.'
silim-ma he2-me-en "Welcome" ('may you be healthy'). silim...sum to greet, say "Hello" ('greeting' + 'to give'). So the Sumerian word silim is related to Hebrew shalom and Arabic salaam, and may be the origin of them. The Sumerian traders who spread the Ubaid culture throughout the Near East starting around 6,000 BC (calibrated) would have used this greeting word. http://www.sumerian.org/sumerfaq.htm#s1 .
salute, salaam, salutation, : greeting
bir
kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde ya da yanından
uzaklaşıldığında kendisine sözle ya da işaretle bir nezaket gösterisi yapma,
esenleme.
● insanların
birbirleriyle karşılaştıklarında kullandıkları yakınlık dostluk, saygı ifade
eden söz, yaptıkları işaret veya hareket.
● emniyet, huzur, selamet, esenlik, sağlık, sağlamlık.
● selam: yüce allah'ın isimlerinden, fani olmama, ze-valsizlik, her çeşit arıza ve hadiseden salim olmak. her türlü tehlikeden koruyup selamete çıkaran.
● emniyet, huzur, selamet, esenlik, sağlık, sağlamlık.
● selam: yüce allah'ın isimlerinden, fani olmama, ze-valsizlik, her çeşit arıza ve hadiseden salim olmak. her türlü tehlikeden koruyup selamete çıkaran.
● Ayıplardan,
âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin
olma. * Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı
dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana;
azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki
aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve
Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ
selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. İki
cemaat birbiri ile karşılaşırsa; onlardan birisinin selâm vermesi sünnet-i
kifaye, selâm alacak taraftan birisinin selâm alması farz-ı kifayedir.
selâm:
rahatlık, emniyet, barış, iyilik.
Ayıplardan,
âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin
olma. * Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı
dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana;
azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine
"Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve
Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha
çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. İki cemaat birbiri
ile karşılaşırsa; onlardan birisinin selâm vermesi sünnet-i kifaye, selâm
alacak taraftan birisinin selâm alması farz-ı kifayedir.
esenlik: selam, selamet
esen : 1. sağlık, selamet 2. yel, yumuşak yel, esenlik
: selamet, kurtuluş. Türk Adl .Etim. Söz. Hadi
ŠLM “to be well”: Iš-lam(-GI), Sá-lim(-a-hu), Sa-al-m(ah) (Ur III), Sál-mu-um, sál-ma-at, sá-lim-da; u-sa-lim. gooa-mad2.pdf.
lu2-ulu3 lu2-ulu3 silim bi2-tag-ga. ETCSL c.6.2.3-2
dnin-urta dumu den-lil2-la2 šu-ta silim ba-ab-sag3-sag3-ge-ne. ETCSL c.1.6.2-308
silim ḫa-ma-ne2-eš2 eme elam-ma inim ḫu-mu-ne-ni(source: ni-ne)-gi4. ETCSL c.2.4.2.03-126
Silim ifadesi Sümer metinlerinde yukarıda ifade edildiği aynı anlamlarda ve şekillerde sıkça kullanılan bir kelime ve bu açıdan oldukça şaşırtıcı. Yazılı olarak.. 5000 yıldır anlamı hiç değişmeden kalmış olan bu ifade ..sanki geçmişten gelen, yaşayan bir kelime veya “gücü” barındıran bir ifade..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder