o / onlar;
ane (ene) (Süm.)
işaret zamiri (bu,o). Türk dili ENE (ANAV) işaret zamiri
(bu,o). Sümerce’de çokluk şahıs zamirleri bulunmamıştır. (aşağıda ). Türkçe
şekillerde çokluk şahısların sonradan yapıldığı hissolunmaktadır. S.E.Malov,
Orhun-Yenisey metinleri için yazdığı meşhur kayıtlarda bundan da bahsetmiştir.
BİZ ve SİZ çokluk şahıs zamirlerinin menşeyini şöyle izah etmiştir: Bİ+Sİ=BİZ
(BEN+SEN=BİZ) , Sİ+Sİ=SİZ (sen+ben=siz). Eğer durum böyleyse, o zaman çokluk
hal şekilleri, teklik şahıs zamirlerinde sonraki burun sesinin olmadığı devirlerde
türemeye başlamıştır. Olcas
o ETü. ol.
NETS
anı : onu, ona. DVLT
anın : onun. DVLT
e-ne PMong. *e-ne this (этот): MMong. ene
(SH, HYt), enɛ (IM), in (MA); WMong. ene (L
316); Kh. ene; Bur. ene; Kalm. enə; Ord. ene; Mog. enä; ZM ena (13-6a);
Dag. ene (Тод. Даг. 139); Dong. ene; Bao. ene, ine; S.-Yugh. ene; Mongr.
ne. EDAL
e-ne/a-ne "er" šū. "he",
"she"
personal pronoun. SUZE
a-ne/ e-ne (Süm.) o 3. Tekil şahıs ve işaret zamiri.
ur-maḫ a-ne u3-bi2-te. ETCSL c.6.1.05-36
a-ne saĝ-ĝa2-ni-še3 diĝir-ra-am3. ETCSL c.2.1.7-103
a-ne e2-kur za-gin3-še3 na-gur. ETCSL c.2.4.2.22-29
a-ne-ne/ e-ne-ne/ e-ne:
onlar. 3 çoğul şahıs zamiri. SNAX
a-ne-ne dumu enegir3ki dumu urim2ki-ma-me-eš2. ETCSL c.2.4.2.04-373
4ne-ne nam-ur-saĝ kalag-ga-ba. ETCSL c.2.4.2.15-47
a-ne-ne. ETCSL c.2.5.4.23-82
od
Ot=Feu.(yangın Cf.chinois
yat=soleil (güneş); sumérien= utu
(utuki)=(güneş)=id.,
hébreu
=
tison, brandon (ateşli)
gallinomera ada=soleil,
japonais thwa=feu,
grec
= allumer, brûler, (yakmak, tutuşturmak)
gothique eit=feu,
mantcou tua=id.;
cathari (Bengale) od=id.;
limbu (Népale) ot=lumiére;(ışık)
zamucu yot = feu;
yacout wot=id.
L’arménien
désigne Pluton, ou, selon Néandre de Byzance,
or, ce dernier nom est allié ua persan
atech = feu. Bedros Keresteciyan
Utu=güneş.
SNAX
od esk. Ateş: Güncel Türkçe Sözlük
od [ETü] ōt ateş
<< Atü. *hōt ▼ ETü ōt: ocak, od, oda, odak, odun, otağ
NETS
od ‘ateş’ =ET. (Uyg.) oot-ötot. Öd.
(DLT: odguç ‘ateşin alevi’) < *hot. TT: OD+(SUZ) ‘ateşsiz’). – ōt (Trkm).
odır- ‘ateş yakmak. Ateş, duman. An.ağl: ot ‘barut’, otla ‘ateşlemek’, otlu
‘ateşli’, ot taşı ‘fırınlarda, tandırlarda kullanılan ateşe dayanıklı, göz göz
delikli, siyah renkli bazalt taş. Ot beli ‘ateş küreği’. – uot (Yak), hut (Hlç). TUGÜ
odun /udun (Süm.):
udun : soba, ocak, fırın. Akad. uttunum.
SNAX
udun "tree, firewood. “. OTSL
udun "Ofen" . Akad. utūnu.
SUZE
utunu oven, furnace, kiln. Süm. UDUN. TASD
odun ‘yakılmak için kesilmiş, parçalanmış
ağaç’ – Az. odun. – Tkm. õdun. – Tatk utın. –Bşk. utın. –Kıg. otun. – KKlp. otın – Kzk. otun. – Tar.
otun. –Özb. utin. – Nog. otın. –Alt.
odun – Eski Türkçeden başlayarak
kullanılır. Eren
odun [ETü] ōtuŋ yakıt, yakacak tahta < Etü. ōtun- yanmak +Ig.
Uy < Atü. *hōt yakmak +In- → od.
NETS
odun 1. Yakılmak için kesilmiş,
parçalanmış ağaç.
Türkçe Sözlük
odun < ET. otuñ: odun; kereste; tahta; ağaç. || odun darah
|| odun gaşıh || odun küreyh || odun modun. Türkçe Sözlük
udun (Süm.) ocak. Türk dili UTUN (UDUN, OTUN, ODUN, OTIN) odun,
yakacak (umum Türk). Olcas.
da gir4 gu2 izi udun sa-du3-zu-um. ETCSL c.5.3.3-268
odun ‘yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç’ = ET. otung, OT. otung (DLT) < ōtung < öt ‘ateş’, ōdun.
(Trk.), odun (Az., Alt., Tel.) oduŋ )Şor., Sag., Koyb., Kaça.), Moğ.
modu(n) ‘odun’. TUGÜ
Bkz;
alfa, alfabe, beta, cim, delta, elif, epsilon, gama, lam cim, sigma, pi
orak urakum.urudu ni3-gid2-da.
Madeni çubuk
orak : tırpan; Türkistanda bir rütbe. —
Sense; Rangstufe in Turkestan. | orak kuşu : cırtlak. — Grille.
arık : orak, turpan. — Ernte. ÇAOS
orak, -ğı .
1. Yarım çember biçiminde yassı,
ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme
aracı. 2. Ekin biçme zamanı: 3. Ekin biçme işi. Türkçe
Sözlük
orak ETü. orgak ot biçme aleti < ETü. *or- (ot)
biçmek +gAk << ATü
Karş. ETü. orum (biçilmiş ot), orut (biçilmiş
ot). Ancak orta sözcüğü, fiilin nihai anlamının kesmek olduğunu
düşündürür. NETS
öşür/öşr < Ar. ‘uşr onda bir, mahsulün onda biri
şeklinde alınan vergi, aşar < # ‘şr on e
šer on. ŞİMŞEK
öşür / öşr ~ Ar. ˁuşr عشر #ˁşr onda bir, üründen
alınan onda bir vergi, aşar < Ar. ˁaşr/ˁaşara ͭ عشر/عشرة on → aşiret
● Karş. Akad.
işruˁu (mahsulden
alından vergi) < eşru/eşertu (on), İbr. maˁaşer (Musa kanunları uyarınca Tapınağa
ödenen ondalık vergisi) <<>b ˁaşer (on). NETS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder