6 Şubat 2015 Cuma

Etimoloji A harfi ile ... IV

Amanos < a-ma-no-us (Süm.);
ama-a-num2 Amanos dağları
Kuzey Suriyenin M.Ö. II. Binyıl tarihindeki öneminin ikinci bir sebebi de Mezopotamya ve Mısır gibi o zamanların ileri medeniyet merkezlerinin, Lübnan dağlarında yetişen kıymetli ağaçların tomruklarına olan şiddetli ihtiyaçları idi. Mısır Firavunları muhteşem saraylarını, mabedlerini ve ehramlarını yaptırabilmek için, kuzey Suriye memleketlerinden sedr, servi v.s. tomrukları getirttikleri gibi, Babil ve Asur kıralları da taştan ve ormandan mahrum olan Mezopotamyada Lübnanların "Sedr ormanlarına" muhtaç idiler. Bu yüzdendir ki Agadeli Sargon zamanından beri Lübnanlar üzerindeki “Sedr” ormanlarından (Amanoslardan) ve Gümüş dağlarından (Toroslardan) bahsedilmektedir. “Yamhad Krallığı” Prof. Dr. Füruzan KINAL.  Güterbock, ZA 44 (1938) s. 69.
ama-a-num2 hur-sag erin-ta. From the  Amanus, the mountain range of cedar, Amanos dağlarından sedir. CDLI. P232275 ve Gudea Statue B Kolon 5-28
ama-a-num2 "Amanus". SUZE
Amanos : Agade-Naram-Sin yıl adlarında;
in 1 mu {d}na-ra-am-{d}en.zu …….kur am-na-an {gisz}erin ib-tu2-qam. ‘Naram-Sin’in Amanos dağlarından sedir taşıdığı yıl…’.
Humanum Akadlı Sargon’un faaliyetlerinin anlatıldığı Eski Asurca bir metinde,  ša-du-a-am Hu-ma-nam  yazılışı ile geçmektedir. Bu dağ adının Asur’dan çok uzakta olmadığı belirtilmekte ve Amanos dağları ile bir tutulmaktadır. Amanoslar  Hitit ve M.Ö. II. bin Suriye metinlerinde, hem yer hem de dağ adı olarak geçer.  Eski Asurca Metinlerde Geçen Coğrafya Adları. Kuzuoğlu.2007
Hamana = Amanus.  TASD
Amanos  Amanos dağları - Hassa - Hatay
Rom: Amanus As800-: Hamânu NETS
 ama-a-num2 hur-sag erin-ta. ‘Amanos dağlarından sedir ağaçları’P232275 Gudea Statue B Kolon 5-28
I presented to the temple of the luminaries Sin and Şamaş  cedar beams from the Amanus   which .... for Eşarra were fitting for my temple, the temple of rejoicing (obscure). AKA 374. AKDI
Amanos, Dicle, Fırat, Habur, Harran, Lübnan, Toros, Urfa, Zap vb. Coğrafi yerlerin adları Sümerce’den kaynaklanmaktadır.

Amasya Es.An. Ameseia (bir kişi adından) Amasia/ Amasya. Ama- kökü eski Anadolu dillerinden olup geniş, genişlik, sevgi bildirir. Sümerce ama köküyle bağlantılıdır. Amasya’nın hangi yılda kurulduğu kesin olarak bilinmiyorsa da çevresinde yapılan kazılardan çıkan buluntular bu yörenin İ.Ö. 3000 yıllarına giden bir yerleşme yeri olduğunu göstermektedir. Septimus  Severus’la ilgili bir paranın üzerinde “Ermes ktıcac then polin / ilin kurucusu Hermes” yazısından anlaşıldığına göre , il, tanrı Hermes adına kurulmuştur. İZEY
Amasya Simre, Amâsiyya,  Amáseia. Selçuklu devri kayıtlarında sıklıkla Amasya yerine kullanılan Simre muhtemelen kentin (iç kaleden ayrı) dış mahallesinin adıdır. NETS

amca babanın erkek kardeşi < Ar. ‘amm amca, akraba, aynı kabileden olan kişi < # ‘mm genel olma, kaplama, Aram. ‘amma klan, aşiret, boy, İbr. ‘ām halk, kavim, Fen. ‘m < Akad. ammu, hammum halk. Şimşek
amcaETü apa/aba baba +cA. NETS
amca Ar. amm (babanın kardeşi), emmi. İZEY

amele Ar. amil (yapan, işleyen, çalışan, imal eden). İZEY
amele~ Ar.  ˁamala ͭ عملة [#ˁml çoğ.] işçiler <   Ar.  ˁāmil عامل [fa.] işçi → amil. NETS
amele Süm. ama-lu2 / amalu, mu-lu/u2. Akad. amelu,amilu. SNAX
Bkz; adam, Adem, insan

amin Tr., Ar. Türkçeye İslam inançlarıyla geçmiştir. Kökeni Kopt dilinde Güneş tanrısı Amon’dur. Arapçaya İbrani dilinde umin’den geçmiştir. Eski Mısır’da işlere Amon’un adını anmakla başlanırdı. İZEY
aminAr. āmīn آمين dua sözü  İbr/Aram.  āmēn אָמֵן doğru, güvenilir, "öyledir" (dua sözü) İbr/Aram. #amn אמן. NETS

amir < Ar. āmir emreden < # ‘mr < Akad. amāru bakmak, görmek, incelemek, araştırmak, kontrol etmek, idare etmek, teftiş etmek. Şimşek
amir Ar. āmir آمر       [#amr fāˁil fa.]  emreden  Ar. ˀamr emretme. NETS

amme < Ar. ‘amma kamu, halk, avam < # ‘mm genel olma, kapsama, kucaklama, tümünü içerme Akad. ammu halk, hamāmu toplamak, toplanmak, bir araya getirmek. ŞİMŞEK
ammeAr. ˁāmma ͭ عامّة  [#ˁmm fāˁilaͭ fa. f.] kamu, halk, özellikle sıradan halk, avam. NETS


angarya angarya~ Yun. angaría αγγαρεία << Eyun. aggareía αγγαρεία 1. mecburi kamu hizmeti, salma, özellikle posta hizmeti, 2. mecburi hizmet yüklenen kişi, amele < Eyun. ággaros άγγαρος ulak, İran kralının posta görevlisi (~ Efa. ha(n)gāra-ücret, bedel, ecir ) ~ Akad. Agaru / aggaru  → ecir
● Karş. Herodotos 3.126. Ücret karşılığı emeğin Antik çağda bir tür "kölelik" olarak değerlendirilmiş olması ilgi çekicidir. * Byzantion'lu Stephanos'un Thesaurus'una istinaden çoğu kaynaklarda Yunanca sözcüğün Farsçadan alındığı belirtilir; oysa nihai kökenin bir Sami dili (muhtemelen Asurca) olduğu muhakkaktır. NETS
angarya Lat. anagaria (istemeyerek yapılan iş, gönülsüz iş. Anadolu türkçesine İsp. dan angaria/angarya değişmesiyle geçti. Gr. aggaria.  İZEY
agaru to hire, rent, people. TASD
angarya    Rum. a. (anga'rya) 1. Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. 2. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş. 3. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. 4. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. 5. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. 6. mec. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş. Türkçe Sözlük
angarya   İng.angary,  Fr.angarie . Uluslararası İlişkiler Terimleri Kılavuzu
angarya, esaret, kölelik, kulluk na-ag2-gi4-in. SNAX
angarya ‘bir kimseye veya bir topluluğa zorla ücret vermeden yaptırılan iş’  compulsory service. EREN

anne

15 bin yıldır kullanılan kelimeler

Bilim insanları, kelimelerin en fazla 8-9 bin yıl sonra yok oldukları düşüncesine meydan okuyan 20’dan fazla kelime tespit etti. Evrim, dillerin değişimi ve diğer dillere adaptasyon nedeniyle yok olan kelimelerin aksine, tam 150 yüzyıldır kullanılan kelimeler arasında 'anne' de var. http://www.ntv.com.tr/arsiv/id/25440869/#storyContinued

ana, anne <ama (Süm.);  ama (eme4)
ama wr. ama "mother" Akad. ummu.
ama'aya  wr. ama-a-a "grandmother".
amagal wr. ama-gal "grandmother; a priestess". SSED
ama "Mutter" Akad. ummu. SUZE
ana = Mère
                Cf. ostiaque et hongrois anya =id.; lapon ene = id.; tonghouz anè = id.; touareg annai = id.; berbère (Ahaggar) anna = id.; mexicain na et nan = id.; sak (Birmanie) anu = id.; mithan-naga (Bengale) annu = id.; tablung-naga (ibid.) onu = id.;
                Cf. encore: basque an = nourrice; oudi (Caucas) nana = mère; amboyna (dial. Malai) ina, et tulehu (id.) inai =mère.
                Au Thibet, les nonnes ou religieuses s’appellent ani; cf. le bas-latin nonna, au mot ninè, qv. Bedros Keresteciyan
an-na / anni  Hititler.pdf Hititçe’de ana.
ama (Süm.) ana. Türk dilinde Ama (APA,ABA,ANA). Ana (Umum Türk). Olcas Süleyman.
ama: mother, AMA archaic frequency: 241; ANSD
ama  "mutter"  ummu ./eme/ ("weiblich, Frau", daraus verkürzt /me/ (mi2),  SUZE
ama; mother, wife =ama; ama-gan= breeding female animal *em  =wife, mother > emse ~anya.  SUVO
ana    انا  Ana. DVLT
ana : valide, mader; işte. buracıkda demek dir, anandayor ana göründü gibi. — Mutter; hier, da. … ÇAOS
ana/anne Hit. (annas) Anne. İZEY
ama ' errû  (Sümerian origin)  a female (professional) mourner. AKDI
mother, wife =ama; ama-gan= breeding female animal | *em =wife, mother>emse~anya  . SUVO
ama  wr. e2-MI; ama5; a2-mi "chamber; cell; women's quarters" Akad. maštaku
ama  wr. ama "mother" Akad. ummu .TPSD
aba : əbə. 1. ana. apaka.
ana : anaka. apa. aba. umaka. hanaka. - anaları bir olan: əkdi.
apa : apaka. ana. aba. ana. DLDS
ana; [ETü]  anne < ATü *ana < çoc.
anne; [ETü] UyM ix ana< çoc. na-na → ana
N duplikasyonu muhtemelen çocuk dili etkisi gösterir; yazı dilinde 20. yy başlarından önce kaydedilmemiştir. NETS
ama : anne. Akad. ummum.
ama-du2 : anne. Akad. walittum.
ama-a-a/ama-ya : anne, nine, büyük anne. SNAX
ama mother. ESUG
ana ‘Anne, ana’, ayrıca apa, aba. TUGÜ
ama: Mong. eje, Hung. anya. TOTH
  [(X)] X ereš-ki-gal ama [dnin]-a-zu […]. ‘Ninazu’nun annesi Ereşkigal’. ETCSL C.2.4.1.1-31
tukum-bi ama dumu-ni-ir. ‘eğer annesi oğluna’ETCSL C.4.14.1-194
ama dnin-ĝir2-su-ka. ‘Ningirsu’nun annesi’.  ETCSL C.2.1.7-1037
ama dumu-ne2 nig2 nu ma-ni-ra. ‘Anne çocuğunu tokatlamadı’Gudea Statue B-4-12
Bkz. abla, aga, ağa, ahi,  baba, ata, dede,  ebe,  emmi, mama,  pap,  ümmü, ümmet, valide 
Ata, baba, dede, ana, anne, abla,  ebe, ümmü, ümmet, ümmi  vb. Sözcükler Sümer kökenlidir, Akadca ve bütün dillere yayılmıştır.



Hiç yorum yok: