Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisinde yayınlanan bir çalışma:
Ida
Bobula Ph.D.: Sumerian Affilations. A Plea For Reconsideration. Washington.
D.C.1951., 168 sayfa. Ida Bobula'nın teksir halinde çoğaltılmış çalışması 1951
yılında Washington'da yayınlanmıştır. Daha sonraları ona çok atıfta bulunmuşlar, hatta büyük bir çoğunluk sözcükleri örnek
olarak ondan seçip almıştır. Öncü nitelikte çalışmalar yapacak araştırmacılar
için bulunmaz bir fırsat olan en son yayınlara, Sümer akrabalığı konusundaki en
yeni buluşlara bol bol yer vermektedir. İlk ana bölümde sözcüklerin karşılaştırmalarına
da değinmektedir (a.g.e.: s. 16-66). Bu bölümün ilk kısmında fonetik
değişiklikler ile ilgilenmektedir.
Ida Bobula burada Sümer Dilinin bazı seslerini özellikle vurgulamakta, bunların
Macarcadaki karşılıklarının nasıl olduklarını anlatmaktadır. “Sözcük tarihi araştırmaları yapılmaksızın etimoloji
çalışması yapılamaz. Bir sözcüğün tarihçesini açıklamak için onun kullanım
alanının belirlenmesi de gerekmektedir.”
Ida Bobula'nın çalışmasının II. ana
bölümü (a.g.e:s.67-124) kültürel karşılaştırmaları içermektedir. III. ana bölümde
ise olay (a.g.e.:s.125-39) antropolojik
açıdan ele alınıp incelenmiştir. Sümer kültürünün etkisi doğal olarak daha
sonra ortaya çıkan bir çok başka kültürleri yoğun bir biçimde etkilemiştir.
Ancak onun görüşüne göre benzerlikler ve uyumlar hiç bir yerde Macaristan ile
Sümer ülkesi arasındaki kadar birbirine yakın değildir. IV. ana bölüm (a.g.e.:s.140-168) arka plandaki
tarihsel olayları ele almaktadır. Bu çalışmada Ida Bobula, eğer kültürel
benzerliklerin çok fazla olduklarını
ve bunların da birbirileriyle bir ilişkisi olduğunu kabul ediyorsak, o zaman,
bunların mutlaka incelenmesi gerektiğine değinmektedir. Öte yandan antropolojik
bulgular belirli bir biçimde bir dereceye kadar ırk akrabalığının olasılığını
mümkün kılıyorsa o zaman bu gerçeklerin açıklanması gerektiğini savunmaktadır.
"Bu konuyla ilgili tarih kaynaklarının eksikliği nedeniyle en azından şimdilik
ortak görüşlere açıklık getirecek ve üzerinden uzun zaman geçmiş olan o dönemle
bir köprü görevi yapabilecek geçici bir teoriyi ortaya atmak mümkün olabilir mi
acaba?
Mezopotamya'daki sürekli hareketler, göçler döneminde,
yani o bölgede Sümer egemenliğinin Milattan Önce iki bin yıllarında çöküşe
geçtiği ve Pers İmparatorluğu'nun da Milattan Önce VII. yüzyıldaki tam gelişme
dönemine kadar süren bir dönem olduğu görüşü bu konuya bir hipotez olarak bir
açıklık getirebilir belki de. Birkaç kavim birliği Sümer Dili ile geleneklerini
korumak suretiyle kademeli olarak kuzeye doğru göçe başlamış ve bunlar daha
sonra da batıya doğru göç etmişlerdir. Bu olay, tam olarak neredeyse iki bin
yıl kadar sürmüştür. Göç eden bu kavimler muhtemelen pek çok kere dağılmışlar,
sonra da
orada burada değişik karışımlar biçiminde yeniden bir araya gelmişlerdir. Gezgin
birer göçebe kavmi olan bu kavimler daha sonraki dönemlerde Kafkasları
geçmişler, Avrasya steplerine ulaşmışlar ve orada, ileri seviyedeki kültürleri
sayesinde daha büyük bir topluluk haline gelmişlerdir. Ve bu topluluk steplerde
yaşayan çeşitli kavimlerden oluşmuştur. Bu kavim birliği kendi içinde pek fazla
sıkı bağlarla bağlı olmadığı için ilk başta kavimlerin bir kısmı
batıya doğru çekilmişler, bir ulus haline gelmişler ve sonunda da Macaristan
diye bildiğimiz ülkenin bulunduğu topraklara yerleşmişlerdir. Onları oraya
götüren kavmin adı tarihin günümüze kadar koruduğu 'magyar' dır."
Ida Bobula, daha 1963 yılında şunu yazıyor: "
Sümer(ce)-Macar(ca) akrabalığı gerçeğini daha 1951'de ispat ettim ". Yine bu arada bildirdiğine göre Macar Dilinde
kökeni ya da karşılığı Eski Sümer işaret yazısı ile yazılı metinlerde
bulunabilecek yaklaşık olarak 200 sözcük bulunmaktadır.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi Dergisi 42,1-2
(2002) 79-97Sümerce-Macarca Sorunu. Lâszlö Papp.çeviren: Naciye Güngörmüş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder