19 Şubat 2015 Perşembe

Gudea Silindir A Kolon XXIII


(A22.24 na gal-gal lagab-ba mi-ni-de6-a: Büyük plakalar halinde çok büyük taşları /stelleri/ dik duran taşlar  taşları o oraya götürdü.
(A23.1) mu 1-a mu-de6 mu 1-a mu-ak : bir yıl sürdü, onların getirilmesi  bir yıl sürdü.
(A23.2) ud 2 ud 3 nu-ma-da-ab-zal :(ancak) 2 gün 3 gün bile geçirmedi / geçmesine bile izin vermedi.
Onlar 2 veya 3 gün geçirmeden(A23.3) a2 ud-da 1-ta mu-du3 : her biri günlük çalışmayla dikildi ve
(A23.4) ud 7-kam-ma-ka e2-e im-mi-dab6 : yedinci günde tapınağın etrafına hepsini kurmuştu.
Yedinci günde o onları (stelleri) tapınağın etrafında kurmuştu/ yerleştirmişti.

Gudea çok uzak yerlerden, her ikisi de Afrika’da yer alan Magan (Mısır) ve Meluhha (Nübye) nın “taş dağlarından” bir değil  iki tip taş getirtmişti. Silindir A’daki yazıtta bu taş blokları “daha önce hiçbir (Sümer) kralının girmediği taş dağlardan” getirtmenin tam bir yıl sürdüğünü okuyoruz. Bunlara erişmek için Gudea “dağlara giden bir yol yaptı, ve onların büyük taşlarını bloklar halinde getirdi, gemiler dolusu Hua taşı ve Lua taşı.” Bu iki taş türünün isimlerinin anlamı çözülememiş olsa bile uzaktaki kaynakları açıkça belirtilmişti. Afrika’daki iki kaynaktan gelen bu taş bloklar ilk önce Gudea tarafından açılan yeni  yol üzerinden karadan, sonradan da Lagaş’a giden (Fırat nehrine deniz yolculuğuna uygun bir kanalla bağlanan) deniz yolları üstünden gemiyle taşınmışlardı. 

Umanum’dan, Menua dağından, Busalla’dan, Martu dağından büyük taş blokları çıkarıp dikilitaş olarak / stel / na-ru yaparak Eninnu tapınağının avlusuna  dikti: (u3-ma-num2 hur-sag me-nu-a-ta bu3-sal-la hur-sag mar-tu-ta {na4}na gal im-ta-e11 na-ru2-a-sze3 mu-dim2 kisal e2-ninnu-ka mu-na-ni-du3)

Barme dağından Lua taşı büyük gemilere doldurularak getirildi ve Eninnu tapınağının tabanı /zemin /döşemesine yerleştirildi: (hur-sag bar-me-ta {na4}na lu-a ma2 gal-gal-a im-mi-si-si ur2 e2-ninnu-ka mu-na-ni-gur).

(A23.5) na da-bi kun-še3 mu-nu2 : 
kendi tarafına bir taş yatırdı
(A23.6) /šim\-še3 mu-dim2-dim2 : tütsü yaratarak
(A23.7) e2-a mi-ni-šu4-šu4 :  tapınağa yerleştirdi
(A23.8) na kisal maḫ-a -mi-du3-a-na : Taş yüce avluya dikildi/ büyük avluda kurulan stele,
(A23.9) na-du3-a lugal kisal si :Avluyu dolduran kral stelası

E-Ninnu avlusuna dikilen 7 adet stelin herbirine birer isim veriliyor:

(A23.10) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.11) ĝir2-nun-ta mu-zu : Girnun’dan bilinir
(A23.12) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi/adlandırıldı.
(A23.13) na kan4-sur-ra bi2-du3-a : Bir stel Kansurra’ya dikildi.
(A23.14) lugal a-ma-ru den-lil2-la2 : Enlil’n tufanı/, fırtınası  olan kral
(A23.15) gaba-šu-ĝar nu-tuku : Rakibi olmayan,
(A23.16) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.17) igi zid mu-ši-bar : Dostça/ içtenlikle baktı.
(A23.18) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi /adlandırıldı.
(A23.19) na igi ud e3-a- bi2-du3-a : Yükselen güneşin önüne dikilmiş olan taş/stel / Yükselen güneşe bakan,
(A23.20) lugal ud gu3 di den-lil2-la2 : Enlil fikrini /sözünü krala söylediği/ bildirdiğinde.. zaman ?
(A23.21) en gaba-ri nu-tuku : Rakibi olmayan bey/efendi
(A23.22) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.23) šag4 kug-ge bi2-pad3 : saf kalbinde seçti / kalbi temiz Gudea’yı buldu/seçti.
(A23.24) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi/adlandırıldı.
(A23.25) na igi šu-ga-lam-ma-ka bi2-du3-a : Şu’galam’ın önündeki taş …./ önüne dikilen stel'e
(A23.26) lugal mu-ni-še3 kur tuku2-tuku2-e : dağları /yabancı ülkeleri titreten kral
(A23.27) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu’nun şehir beyi Gudea
(A23.28) gu-za-ni mu-gen6 : Kürsü’yü yerleştirdi
(A23.29) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş)  a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi/adlandırıldı.
(A23.30) na igi e2-uru18-ga-ka bi2-du3-a : E-uruga’nın önüne dikilen stel ‘e,


Devamı Gudea Silindir A Kolon XXIV

  .

Hiç yorum yok: