(A10.1) a ugu4-ĝu10 nam gal ki aĝ2-da : Beni doğuran babam sevgi ile büyüttü / yetiştirdi.
Beni doğurtan babam büyük yerin ölçümünü yaptı
(A10.2) lugal a-ma-ru den-lil2-la2 : tanrı Enlil’in kasırgası olan kral
(A10.3) igi ḫuš-a-ni kur-da nu-il2 : onun hırçın bakışı düşman ülkesinden kalkmıyor. Korkunç göz, ülkeyi kaldıramaz onun hırçın bakışı düşman ülkesinden yükselmiyor
(A10.4) dnin-ĝir2-su ur-saĝ den-lil2-la2 : Enlil’in kahramanı (bana) Ningirsu
(A10.5) mu-še3 mu-sa4 : o bana (onu) isim olarak verdi, seslendi/ ismimle seslendi / olarak isimlendirildim isim olarak beni seçti
(A10.6) me 50-a zag mi-ni-keše2 : Bende 50 ME toplanmıştır / bağlanmıştır .
(A10.7) ĝišbanšur mu-il2 : Masayı [Enlil’in kürsüsü] Yukarı kaldırdım.
(A10.8) šu-luḫ si bi2-sa2 : Ben ritüel temizliği düzelttim/ yoluna koydum.
(A10.9) šu si sa2-a-ĝu10 an kug-ge u3-a ba-zig3-ge : Kutsal An’dan
sonra yoluna koyup düzeltip, yükselttim. Parlak, kutsal Anu,
elimi düzeltecek, yoluna koyacak … için
kaldıracak
(A10.10) niĝ2 šu-ĝa2 dug3-ga-am3 : Bütün bu iyi, güzel şeyleri yaptım.
(A10.11) a ugu4-ĝu10 dug3-ga-bi mu-gu7 : Beni doğurtan babam bu yararlı /iyi şeyleri kullandı.(A10.12) an lugal diĝir-re-ne-ke4 : tanrıların kralı Anu’ nun,
(A10.13) dnin-ĝir2-su lugal išib an-na : Anu’nun
rahibi kral Ningirsu’
[yum]. Ningirsu’nun
kralı olan Anu”
(A10.14) mu-še3 mu-sa4 : o bana (onu) isim olarak verdi, seslendi / ismimle
seslendi
(A10.15) ti-ra-aš2 abzu-gin7 : Tiraş (Lagaş’ın bir bölgesi), Abzu gibi
(A10.15) ti-ra-aš2 abzu-gin7 : Tiraş (Lagaş’ın bir bölgesi), Abzu gibi
(A10.16) nam-nun-na ki im-ma-ni-ĝar : Prenslik yeri olarak yerleştirildi / kuruldu.
(A10.17) šag4-bi-a /itid\-da ud-sakar-ra : İçinde her ay ayın yeni günü,
(A10.18) me gal-gal ezen an-na-ĝu10 šu gal ma-du7-du7 : An’ın büyük bayramında festivalinde me leri elinde
kusursuz . An bayramında büyük /yüce me’ler
kusursuzlaştırılır / güzelleştirilir.
(A10.19) e2-ḫuš ki ḫuš-ĝu10 : Benim kızılımsı korkunç tapınağım E-huş.
e2-ḫuš : “E” bir tanrının “ev”i, yani tapınak, Eninnu sözkonusu olduğunda ise basmaklı piramit anlamına gelmektedir. HUŞ ise Sümer dilinde “kırmızımsı tonda, kırmızı renkte” anlamına geliyordu. Öyleyse Ningirsu’ nun ima ederek belirttiği şey şuydu: Yeni Eninnu “Kırmızı tonlu İlahi Ev” gibi olacaktı. Bu beyan yeni Eninnu'nun kırmızımsı tonuyla bilinen mevcut bir yapıyı (Mısır piramitlerini) taklit edecek olduğu anlamına geliyordu. HUŞ işareti için kullanılan resim yazı da piramit şeklindedir. Şaftları, iç geçitleri ve yeraltı odalarıyla birlikte bir Mısır piramidinin çizimini göstermektedir. Ve Huş kelimesinin tam karşılığı olan Kızıl Piramit olarak adlandırılan yapının kesit çizimi gibi görünmektedir.
(A10.20) muš-ḫuš-gin7 ki sumur-ra bi2-du3 : Çatısı bir yılan gibi dikilecek / korkutucu. Çatı yeri bir yılan gibi dikilecek
(A10.21) ki-bal-ĝa2 nu-mi-ib2-dug4-ga : İsyancı ülkeler / ayaklananlar hiçbir şey söyleyemezler,
(A10.22) ud šag4-ĝu10 um-ši-mi-ri2-a : Kalbim onlara öfkelendiğinde / kızdığımda,
(A10.23) muš ze2 guru5-a-gin7 uš ma-a-u3-ku-e : Uyuyan bir zehirli yılanı doğrar gibi…
(A10.24) e2-babbar2 ki a2 aĝ2-ĝa2-ĝa2 : E-babbar tapınağının (Utu’nun Sippar’daki beyaz tapınağı) yerinde yerleştirilen emirler /görevlendirmeler
(A10.25) ki dutu-gin7 dalla-a-ĝa2 : Utu gibi ışık saçtığım yer
dutu: Güneş olarak çevrilse de öyle değildir. Özel isimdir. Utu adlı tanrıdır. Adın önünde tanrısal belirteci bulunur. ETCSL’de de yeşil olarak (tanrısal isimer olarak) gösterilmiştir.
(A10.26) ki-ba dištaran-gin7 di iri-ĝa2 si ba-ni-ib2-sa2-e : İsyanlarda / bu yerde, İştaran gibi şehrimde adaleti yoluna koyup/düzenledim
(A10.27) e2-ba-gara2 ki banšur-ra-ĝu10 : Bagara tapınağındaki (Bau’nun Lagaş’ taki tapınağı) masam /kürsüm [var]
(A10.28) diĝir gal-gal lagaški-a-ke4-ne : Lagaş’ın en
büyük tanrıları,
(A10.29) gu2 ma-si-si-ne : benim için orada toplanıyorlar /bir araya geliyorlar/
toplanacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder