(A9.1) lugal-ĝu10 šag4-zu a e3-a u2 nu-la2-zu : Kralım, sen kalbinden /içinden dışarı çıkan/ fışkıran suyu azaltmazsın.
(A9.2) ur-saĝ šag4 an-gin7 su3-ra2-zu : Kahraman kalbini /içini gök gibi uzatırsın / kalbin benden göğün ortası kadar uzak.
(A9.3) dumu den-lil2-la2 en dnin-ĝir2-su : Ey Enlil’in
oğlu bey / efendi Ningirsu,
(A9.4) ĝe26 a-na mu-u3-da-zu : ben senin hakkında ne biliyorum/ ben senden ne
öğrendim . Ben ne
biliyorum. Ben bilmiyorum"
Campbell Batı Mitolojisi; Ey
bizim kralımız ve efendimiz, Ningirsu, yükselen sularımızın terbiyecisi,
Enlil'den doğma, muhteşem ve korkusuz Efendi, senin için bir ev yapacaktım
fakat hâlâ bir işaret alamadım. Kahraman tanrı, bana bilinmesi gerekeni bildir.
Çünkü ben bunların anlamını bilmem. Denizin yüreği gibi esersin, dünya ağacı
gibi sıkı durursun, kaynayan su gibi yakarsın ve fırtına gibi düşmanı
bastırırsın. Kralım, cennet gibi, kavranılamazsın, ama, ben, ne biliyorum?
(A9.5) 2(MIN)-kam-ma-še3 nu2-a-ra nu2-a-ra : 2. den uykusunda , 2. olarak /
defa yatınca,
2.
vizyon /rüya başlıyor. İkinci bir işaret istedi ve uyuyorken Ningirsu ona göründü.
(A9.6) saĝ-ĝa2 mu-na-gub ul4 mu-tag-tag-e : önce bana yardım et, girişi ört / kapat
? önce bana yardım et, Gir’i ört kapat ? GIR
‘in başını ayağa dik / ben uyurken
başımda durmaktaydı
(A9.7) ma-du3-na ma-du3-na : “Bana inşa et, bana inşa et
(A9.8) ensi2 e2-ĝu10 ma-du3-na : “Şehir beyi, benim evimi dik / yap / inşa et benim için
bir tapınak inşa et.
(A9.9) gu3-de2-a e2-ĝu10 du3-da ĝiškim-bi ga-ra-ab-šum2 : Gudea, ben
kesinlikle tapınağı inşa ederken sana işaret vereceğim,
(A9.10) ĝarza-ĝa2 mul-an kug-ba gu3 ga-mu-ra-a-de2 : Ben, ayin sırasında parlak yıldızı /
göksel yıldızı senin için duyuracağım / dökeceğim / kutsal
ayinlerle uyumlu olan evim
(A9.11) e2-ĝu10 e2-ninnu an-ne2 ki ĝar-ra : Tapınağım
E-ninnu’nun temelini at /gök ve yeri bağlayacak (olan) ,
Tanrı
Ningirsu , sürekli
ilahi yardım alacağı teminatını verip Gudea’ya verilen talimatları netleştirdi: “ Emirlerim
sana ilahi cennetsi gezegenin işaretini öğretecek. Kutsal ayinlerle uyumlu olan
evim, Eninnu Yer ile Göğü
bağlayacak.”
(A9.12) me-bi me gal-gal me-me-a dirig-ga : me’ lerle, yüce
me’lerle, üstün me’lerle” tüm özelliklerle, üstün özelliklerle, ilahi güç, tüm ilahi güçlerin daha büyük çok büyük bir
ilahi güç (ile) “
(A9.13) e2 lugal-bi igi sud il2-il2 : Tapınak, onun
kralının tapınağı, gözü önünde yükseldi
/ ayağa kalktı / belirdi.
(A9.14) anzud2mušen-gin7 šeg12 gi4-a-bi-še3 : İlahi Fırtına Kuşu / Anzud gibi çığlığı / gürültüsü yankılandı.
(A9.15) an im-ši-dub2-dub2 : (bu gürültü) Gökleri titretti/ titretir.
(A9.16) me-lem4 ḫuš-bi an-ne2 im-us2 : Korkunç, dehşet
verici parlaklık, ışınım göklerde yankılandı / Güçlü ışıltı / korku uyandıran
bakışlarla göklere ulaşır / ulaştı.
(A9.17) e2-ĝa2 ni2 gal-bi kur-kur-ra mu-ri : “Tapınağımın büyük korkusu bütün toprakların üzerinde
yayılır/ bütün topraklarda /ülkelerde korkuya neden olacak.
(A9.18) mu-bi-e an-zag-ta kur-kur-re gu2 im-ma-si-si : Adı, göğün sınırından/ufuktan bütün ülkeleri bir araya
getirecek.. bütün ülkelerin
boyunlarını ..kıyılarını
(A9.19) ma2-gan me-luḫ-ḫa kur-bi-ta im-ma-ta-ed3-de3 : Magan ve Meluhha topraklarından [gerekli şeyleri]
ithal et / taşı.
(A9.20) ĝe26 dnin-ĝir2-su a ḫuš gi4-a : Ben, korkunç suları geri döndüren Ningirsu’yum / suların önüne set çeken
(A9.21) ur-saĝ gal ki den-lil2-la2-ka : Enlil’in
yanındaki / bölgesindeki büyük kahraman,
(A9.22) en gaba-ri nu-tuku : Rakibi, eşiti olmayan efendiyim.
(A9.23) e2-ĝu10 e2-ninnu ĝe26-en kur-ra ab-dirig : Tapınağım E-Ninnu, ülkelerin yönetiminde benim
hükümdarlık tacımdır. Benim tapınağım E-ninnu ülkenin üstünde bir taç gibidir.
(A9.24) tukul-ĝu10 šar2-ur3 kur šu-še3 ĝar-ĝar : Silahım šar2-ur3 ile ülkenin üstüne elimi koyarım ./ Silahım Şarur ‘u dağa elimle
yerleştirdim. Silahım šar2-ur3
(aşagıdakileri sayısız
olarak biçen).
(A9.25) igi ḫuš-a-ĝu10 kur-re nu-um-il2 : Benim korkunç gözüm
toprakları / dağlık ülke o kadar ayağa kaldırmaz /koruyamaz (bu silahım olmasa). Benim kızgınlığıma dayanamaz
(A9.26) a2(source: DA) bad-a-ĝu10 lu2 la-ba-ta-e3 : Benim başlattığım silaha kimse karşı
çıkamaz. Korunmama kimse karşı çıkamaz.
Hiçbir adam benim silahıma ulaşamaz.
Sonra Ningirsu, Gudea için yeni
tapınağın tüm iç gereksinimlerini sıraladı ve aynı zamanda büyük güçlerini,
silahlarının ürküntü vericiliğini, suların önüne set çekmek gibi yaptığı
unutulmaz işleri ve ona Anu tarafından
verilen efendiliğin mukadder kılınmış
elli adı statüsünü iyice açıklayıp anlattı.
šar2-ur3: ‘multitude-eraser’: (aşagıdakileri
sayısız olarak biçen). Ninurta’nın silahı. Bu silah, yüksekten, havadan / uçan bir şeyden , aşağıya
birçok öldürücü şey atan, aşağıyı sayısızca biçen, insanları sarıp örten,
fırtına gibi öldüren, aşağıda katliam yapan, bir tanrısal silah - tanrıların
kullandığı bir silahtır. Ninurta’nın ( Ningirsu) kullandığı bir silahtır. (“üstün avcı”.)
Devamı Gudea Silindir A Kolon X
Devamı Gudea Silindir A Kolon X
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder