(A26.1) šu-ga-lam kan4 me-lem4-ba : Korkunç, dehşet verici parlaklık, güçlü ışıltı / Görkemli parlak Şugalam kapısı / geçidi
(A26.2) ušum ĝišnimbar-bi im-ma-ab-dab5-be2 : Uşum gişnimbar silahını o oraya koydu.
(A26.3) igi ud e3 ki nam tar-re-ba : Gündoğumuna bakan kaderin tayin edildiği yerde çıkan/ ortaya çıkan
(A26.4) šu-nir dutu saĝ-alim-ma : Utu’nun amblemi olan sag-alim silahı
(A26.5) im-ma-da-sig9-ge : Orada yerleştirildi.
(A26.6) kan4-sur-ra igi u6 di-ba : Kansurra kapısının önüne hayran olunan /hayranlık uyandıran
(A26.7) ur-maḫ ni2 diĝir-re-ne-kam : tanrıların kendisinin Urmah silahı
(A26.8) im-ma-ab-dab5-e : o onu oraya koydu.
(A26.9) tar-sir2-sir2 ki a2 aĝ2-ba :Tarsirsir, emirlerin verildiği yer
(A26.10) ku-li-an-na urud-bi : Kulianna ve Urud silahları
(A26.11) im-ma-ab-dab5-e : O onu oraya koydu.
(A26.12) a-ga dba-u2 ki šag4 kuš2-ba : Bau’nun arka yerinde dinlendiği yerde ?
(A26.13) ma2-gi4-lum gud-alim-bi-da : Magilum ve gud-alim silahları
(A26.14) im-ma-ab-dab5-e : O onu oraya koydu.
(A26.15) ur-saĝ ug5-ga i3-me-ša-ke4-eš2 : onlar birçok kahraman öldürmüştü
(A26.16) ka-bi ki a naĝ-še3 mu-ĝar : ağız / giriş yerine yerleştirildi
Çok şey bilen, büyük bilge gerçek çoban Gudea, arka odada asılı olan savaş silahlarını; kahraman altı başlı şegsag’ı (wild-ram: vahşi şahmerdan, mancınık ?), aldı, şehrin gözü olarak yerleştirilen, dehşeti ayağa kaldıran muşsag7’yi (yedi başlı yılan ?) aldı, Şugalam girişindeki dehşet verici parlaklık yayan Uşum ve Gişnimbar’ı ( yılan ve hurma dalı ?) aldı, gündoğumunu belirleyen ilah Utu’nun işareti olan Sagalim’i (bizon-kafa ?) yı yerleştirdi, Kansurra önünde şaşkınlıkla söylenen tanrının endişesi Urmah’ı ( aslan ?.. ) aldı, Tarsirsir’deki yerden verilen talimatla Kulianna ve Urudbi ‘yi ( Mermaid, deniz kızı ? ilahi bir isim ve bakır ?) aldı, ilahe Bau’nun yeri olan arka odadan yorgun bir şekilde Magilum ve Gudalim’i (gemi ve bizon) aldı ve kahramanları öldürmüş olan onları taşıdı. Burada bahsi geçen silahlar Ningirsu'nun silahlarıdır.
ve
(A26.18) gu3-de2-a ensi2 lagaški-ke4 : Lagaş şehir beyi/ yöneticisi/ valisi Gudea
(A26.19) pa e3 ba-ni-a : o herşeyi orada parlak bir şekilde yaptı.
(A26.20) ig ĝišerin-na e2-a šu4-ga-bi : Tapınağa sedir ağacından kapı götürüldü.
(A26.21) diškur an-ta gu3 nun di-da-am3 : Gökte kükreyen prens İşkur…
(A26.22) e2-ninnu saĝ-kul-bi idim : E-ninnu’nun bizondan kilitleme çubuğunu
(A26.23) ĝišnu-kušu4-bi ur-maḫ : milleri aslan olan
(A26.24) si-ĝar-bi-ta muš-šag4-tur3 muš-ḫuš : Kelepçe / mengenesi, boynuzlu engerek yılanı / Mısır engereği
(A26.26) ga-du ig-e u5 us2-sa-bi : Kapıya bitişik / bindirilmiş kapı pervazı
(A26.27) ug nemurx(PIRIĜ.TUR) tur-tur šu-ba du2-ru-na-am3 : Pençeleri üzerinde yatan, oturan aslan ve leopar.
(A26.28) e2-a gag ĝiš-ur3 kug mu-sig9-ge4-ne : tapınakta ışıltılı ağaç çatı kirişini taktılar / çatı kirişi takıldı
(A26.29) ušum lu2-še3 šu ib2-ĝar-ra-am3 : ejderha şeklinde bir adam onunla uğraşıyor
(A26.30) ig-ba eš2 kug im-suru5-ne :parlayan metal ile kaplanmış kapılar
Gudea Silindir A Kolon XXVII
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder