(A24.1) gu3-de2-a en dnin-ĝir2-su-ke4 : Efendi Ningirsu Gudea için
(A24.2) nam dug3 mu-ni-tar : iyi bir kader biçmiştir/vermiştir
(A24.3) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş) a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi /adlandırıldı
..olarak adlandırıldı(A24.4) na a-ga dba-u2-ka bi2-du3-a : Bau’nun arka odasına dikilen taş/ stele
(A24.5) e2-ninnu igi an-na-ke4 zu : "Eninnu, An’ın bildiği yüz
(A24.6) dba-u2 zi-šag4-ĝal2 gu3-de2-a : Gudea’ya hayat veren Bau"
(A24.7) na-ba mu-še3 im-ma-sa4 : O (taş) a (onu) isim olarak verdi, o stele ad olarak verildi /adlandırıldı. Stele o isim verildi..
(A24.8) e2 lugal-na zid-de3-eš2 mu-du3 : kralının tapınağında onu içtenlikle yaptı. O efendisine doğru bir şekilde tapınak inşa etti
(A24.9) sipad zid gu3-de2-a an ki im-da-mu2 : gerçek çoban gudea onu gök ve yer ile birlikte geliştirdi / büyüttü.
Ziguratın inşaatı
tamamlandıktan ve tapınak terası biçimlendirildikten sonra Gudea’nın üstlendiği ilk görev: Bu görev dikkatle seçilmiş yedi yere yedi dik taş
sütunun dikilmesiydi. Yazıtta Gudea’nın bunları sağlamca dikilmesini sağladığı
belirtilir, “onları bir temele oturttu, onları kaideler üstüne dikti.”
Steller (dik duran taşlar) çok önemli
olmalıydılar çünkü Gudea dikmelerin yontulup biçimlendirildiği
kaba taş blokları uzak bir yerden Lagaş’a getirmek için neredeyse bir yıl harcamıştı. Ama sonra, çalışmanın hiç
durmaksızın, dinlenmeksizin tam yedi gün boyunca sürdürüldüğü telaşlı bir
gayretle yedi stel uygun yerlere dikilmişti.
Verilen bilginin düşündürttüğü gibi yedi stel bir tür astronomik hiza içinde
yerleştirildilerse, o zaman bu hızın nedeni anlaşılabilir çünkü onları dikmek
daha uzun zaman alsaydı gök cisimleri ile doğru hizalanmamış olacaklardı.
Stellerin ve konumlarının önemini
belirleyen şey Gudea’nın bunların her birine stelin konumuyla ilişlili olduğu açık, uzun bir cümleden
oluşan bir “ad” vermiş oluşudur (örneğin, “ulu terastaki”, “nehir kenarındaki
kapıya” bakan veya “Anu’nun türbesinin tam karşısında” olan bir diğeri). Yazıt “yedi stelin” şüphe
götürmez bir şekilde o telaşlı yedi gün içinde “dikildiğini” belirtmekte olmasına
rağmen yalnızca altı yerin adı verilmiştir. Biriyle, muhtemelen yedinci stelle ilgili
olarak yazıt “doğan güneşe doğru dikildi” demektedir. O zaman dek ilahi
talimatlardan başlayıp Ningişzidda tarafından köşe taşının konulmasına kadar
Eninnu’nun gereken yönlendirmeleri çoktan sabitlenmişti; tapınağın yönlendirilmesi
için ne altı ayrı yere dikilen stel ne de “doğan güneşe doğru dikildi” denilen
yedincisi gerekiyordu. Daha farklı bir amaç sözkonusu olmalıydı; tek mantıklı
sonuç bunların Ekinoks Gününü (yani yeni yıl) belirlemenin dışındaki gözlemlerle,
stelleri tedarik edip biçimlendirmeye ve sonra da onları telaşla dikmeye
harcanan büyük çabaları haklı çıkaran sıra dışı özellikte astronomi-takvim bağlantılı
gözlemlerle ilgiliydiler.
Bu dikme taş sütunların muamması,
diyelim ki “doğan güneşe doğru bir izleme çizgisi oluşturmak için iki tanesi
yeterliyken niçin bu kadar çok sayıda sütun dikilmişti?” sorusuyla başlar. Yazıtta
yerlerine birer ad verilen altı stelin Gudea tarafından “bir çember içinde”
dikildiğini okuduğumuzda bulmaca iyice inanılmaz hale gelmektedir. Gudea kadim
Sümer’de neredeyse beş bin yıl kadar önce bir taş çember oluşturmak üzere
stelleri mi kullanmıştı?
Falkenstein’a göre [DieInschriften Gudeas von Lagash (Gudea ve Lagaş’ın Yazıtları)] Gudea’nın yazıtı bir bulvar veya patikanın –tıpkı
Stonehenge’teki gibi- kesintisiz bir görüş çizgisi sağlayabileceğini
belirtmektedir. Lagaş’taki yeni Eninnu’nun Ninurta tarafından Stonehenge’in gerçekten
bir taş çember haline geldiği aynı tarihlerde sipariş edilmesi ve bu yapının Mısır piramitlerinin cephe kaplamasını
taklit ediyor olması Stonehenge’
bilmecesinin çözümünde büyük bir ipucudur.
Gudea “doğan Güneşe bakan” stelin “yüksek konuma
giden yol” denilen patikanın veya bulvarın bir ucunda olduğunu yazmıştır. Bu
yolun diğer ucunda ise Şugalam, yani “kimin muhteşemliğinin büyük olduğunu
belirleyen yer, parlaklığın ilan edildiği yer”, yani menfez veya belirleme yeri
vardı. Falkenstein’a göre ŞU.GALAM
terimi “elin kaldırıldığı yer”, bir işaretin
verildiği yüksek yer anlamına gelmektedir. Gerçekten de Silindir A daki yazıt
“Şugalam’ın parlak girişinde, Gudea elverişli bir imge yerleştirdi; doğan
güneşe doğru, belirlenen yere, güneşin amblemini tespit etti” diye iddia
etmektedir. Sitchin
(A24.11) mu-bi kur-šag4-še3 : ismi ülkenin kalbi/ odak noktası, merkezi olarak,
(A24.12) pa bi2-e3 : Parlamasına müsaade ederek belirginleşti.
Gudea steller
ile ilgili kısmın ardından “yeni Ay için taca benzeyen çemberi” tarif etmeye
koyulur.; bu öylesine eşsiz bir taş
yerleşimidir ki, “dünyanın ortasındaki adını Gudea ışıltıyla ortaya çıkmasına
sebep olmuştu.” Bu ikinci çember “yeni ay için yuvarlak taç” şeklinde düzenlenmişti
ve “bir şebekedeki kahramanlar gibi” dikilen on üç taşı içermekteydi.
(A24.13) gu3-de2-a e2 dnin-ĝir2-su-ka : Gudea Ningirsu’nun tapınağını
(A24.14) dutu-gin7 dugud-ta ba-ta-e3 : Utu gibi buluttan çıkıp/çıkan geceden çıkan Utu gibi/güneş gibi
(A24.16) ḫur-saĝ nu11 babbar2-ra-gin7 : beyaz kaymaktaşından bir dağ gibi
(A24.17) u6 di-de3 ba-gub : Hayran olunacak şekilde yaptı.
(A24.18) dub-la2-bi am-gin7 mu-šu4-šu4 : Kale kapısında boğa /vahşi öküz gibi düşünülmüş, yapılmış / Kapısında vahşi boğa gibi bekleyen
(A24.19) ušum-bi ur-maḫ-gin7 šu-ba bi2-nu2-nu2 : Savaşçı /kahraman aslanlar gibi ellerinin üzerinde uzanan /yayılan/pençeleri üzerinde çömelmiş
Gudea yazıtları, Gudea’nın Eninnu tapınağında sfenksler konuşlandırdığını açığa çıkarmaktadır; yazıtlarda özellikle “korku aşılayan bir aslan” ve “aslan gibi çömelmiş kocaman bir vahşi öküz” den söz edilmektedir. .. Bizzat Ninurta /Ningirsu’ yu çömelmiş bir sfenks olarak betimleyen bir heykel Lagaş’taki Girsu harabeleri arasında bulunmuştur.
(A24.20) gi-gun4-bi ab-zu-gin7 ki sikil-e bi2-mu2 : Abzu gibi temiz bir yerde büyüyen teraslı kulesi /gigunası
(A24.23) ud-sakar gibil an-na gub-ba-gin7 : yeni ayın hilali gibi göğe yerleştirilen
(A24.24) gu3-de2-a e2 dnin-ĝir2-su-ka : Ningirsu’nun tapınağını Gudea,
(A24.25) u6 di-de3 ba-gub : Hayran olunacak şekilde yaptı.
(A24.26) e2-a dub-la2-bi šu4-šu4-ga-bi : tapınakta kale kapısında
(A24.27) la-ḫa-ma abzu-da šu4-ga-am3 : Abzu’daki gibi / duran düşünülen lahama tanrılar ..
Gudea Silindir A Kolon XXV