Sayfalar

7 Şubat 2015 Cumartesi

Etimoloji M harfi ile... I

mabet < Ar. ma’bad ibadet etme yeri < # ‘bd kul olma < Akad. abdu köle, esir. Şimşek
mabet Ar. maˁbad معبد  bd ibadet etme yeri, tapınak Ar .ˁabada عبادة kulluk etti, tapındı. NETS

mahkeme < Ar. mahkama yargı yeri < Ar. hukm yargı, karar, amir, kanun < hkm yargılama, karar verme, hükmetme, egemen olma, güçlü ve pek olma < Akad. hakāmu bilmek, anlamak, kavramak, bildirmek. Şimşek
mahkeme Ar. maḥkama ͭ محكمة  #ḥkm yargı eylemi veya yargı yeri Ar. ḥakama حكم yargıladı. NETS

mai mavi, su rengi < Ar. mā’i su ile ilgili, su rengi < Akad. mu, mā’ū su. Şimşek
mayi Ar. māˀī ماءى  nsb. su gibi, suya ait Ar. ˀ ماء  #mwh su +ī. NETS

makber < Ar. maqber mezarlık < Ar. qabr mezar < # qbr gömme Akad. qabru kabir, mezar. Şimşek
makberAr. maḳbar مقبر/مقبرة  #ḳbr gömme yeri, mezar Ar. ḳabr قبر gömme. NETS

malak/g balag: (Sümerce)  davul. SNAX
balaĝ "Instrument", Komposition dafür. SUZE
balagtapınakta hiç yerinden kıpırdamayan yatan koca bir davul.. malag gibi yatma..
Anadoluda kullanılan bir kelime balag türkçe.. dümbelek.. Gönül Tekin ile söyleşi
malak manda yavrusu  TTü. balak hayvan yavrusu Tü. bala yavru, küçük. NETS
balak manda yavrusu, tavşan yavrusu, ayı yavrusu. Ağızlarda palak < bala çocuk. EREN

malik < Ar. mālik mülk sahibi olan < # mlk < Akad. malāku yönetmek, hüküm sürmek, idare etmek, hükmetmek. İbr. melekh, Sür. malka, Ugar. mlk, Fen. mlk. Şimşek
malik Ar. mālik مالك  #mlk sahip olan. NETS

meleke Ar. malaka ͭ ملكة  #mlk  sahip olunanlar, haslet, karakter Ar. milk ملك sahip olunan. NETS

mama : 1707, spelling variant of mamma. Meaning "sexually attractive woman" first recorded 1925 in black slang; mama's boy "soft, effeminate male" is from 1901.
mamma : 1570s, representing the native form of the reduplication of *ma- that is nearly universal among the I.E. languages (cf. Gk. mamme "mother, grandmother," L. mamma, Pers.mama, Rus., Lith. mama "mother," Ger. Muhme "mother's sister," Fr. mamen, Welsh. mam "mother"). Probably a natural sound in baby-talk, perhaps imitative of sound made while sucking. Its late appearance in English is curious, but Middle English had mome (mid-13c.) "an aunt; an old woman," also an affectionate term of address for an older woman. In educated usage, the stress is always on the last syllable. In terms of recorded usage of related words in English, mama is from 1707, mum is from 1823, mummy in this sense from 1839, mommy 1844, momma 1852, and mom 1867. ONED
mama çoc. ma-ma emme, emilen şey. NETS
 Bkz. abla, aga, ağa, ahi,  ana, anne, baba, ata, dede,  ebe,  emmi,  pap,  ümmü, ümmet, valide

mana / mine : yaklaşık 500 gr. Karşılığı ağırlık ölçüsü birimi olan, Grekçe mna, Latin dilinde mina, Sümerlilerden Akadlılara oradan da bütün diğer dillere geçmiştir. Sever.2010
mine    Far. m³n¥ 
a. (mi'ne) 1. Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. 2. Saat kadranı. 3. Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku. 4. mec. İnce ve parlak nakış.  Türkçe Sözlük 
mine ~ Fa. mīnā مينا 1. cam, kristal, 2. metal üstüne işlenen renkli cam tabakası, emaye = Fa. mīnū gök, asuman, gök rengi.  NETS

ma-na (Akad. manûm "Mine"), ("Mine",
Gewichtseinheit: 60 gin2, ca 500±40g,
Akad. loanword "counter"; = manû). SUZE

mantar < Nişanyan Yun. manitari < EYun. amanites sözcüğünden geldiğini yazar. Fakat kelime semitik bir dilden gelmiş olmalıdır. Akad. mantaru lif, iplik, tel. bazı ağaçların hasır yapmak için kullanılan iç kabuğu. Şimşek
mantar Yun. manitári μανιτάρι EYun. amānitēs αμανιτης. NETS

maral amar (Süm.) yavru, buzağı. Türk Dili MARA (MALA,BALA, PAYA) bala (yavru).
AMAR-AN mukades hayvan. Tam manası Gökten inen buzağı.   MARA: hayvanın yavru sayıldığı devre. Maraa (MARKA) kuzu (umum Türk).  PARU buzağı (Çuvaş) MARAN (MARAL, BARAN) maral, alageyik, mukaddes hayvan. Olcas Süleyman
AMAR (Süm.) dana, piliç, yavru, civciv, oğul. Akad. burum, marum. SNAX
amar wr. amar "calf; young, youngster, chick; son, descendant" Akad.  būrumāru. TPSD
amar "Jungtier" . Akad. būru.  Tierjunges, calf. SUZE
damarluk (damadluk Z.) : öz, her şeyin mayesi, cins, damuzluk. — Kern, Grundstoff jedes Dinges, Gattung. ÇAOS
maral: Fa marāl مرال dişi geyik ~ Moğ. maral  NETS
maral, meral dişi geyik. Anadolu ağızlarında maral olarak geçer. Az. maral, Tkm. maral ala geyik, sığın, Blk. maral sığın, Nog., KKlp., Krg., Sart., Türki maral, Şor. paral < Moğ. maral sığın. Türkçe ceylan da Moğolcadan alınmıştır. EREN

maraz~ Ar. maraḍ مرض #mrḍ hastalık< Ar. mariḍa مرض hasta oldu = Akad. marāṣu hasta olmak.  NETS
maraz    Ar. Maraø.  1. Hastalık. 2. mec. Dayanılması güç durum. 3. sf. mec. Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan: Aman ne maraz adamsın!   Türkçe Sözlük 
marāṣu  [GIG]  (vb. a/a ; stat. maruṣ)
to be sick ; to be troublesome ; to worry (v.i.) ; to displease s.o. (+eli) (Gtn) to be sickly (Š) to trouble , to make suffer , to hurt , to give a hard time
Cf. marṣu
See also : marāṣumarādu (N), marāṭu (N)
Comparison with other Semitic languages :
Proto-Semitic : *marāṣ́
Arabic : mariḍa  مَرِضَ
Syriac : mraʿ  ܡܪܲܥ
Ugaritic : mrṣ.  AKDI
maraz dert, hastalık < Ar. marad < # mrd hasta olma < Akad. marāşu hastalanmak, muhtaç olmak, müşkül durumda olmak > Ugar. mrş hasta olmak, İbr. mrş kötü olmak. Şimşek

masaj < Fr. massage < Fr. masser masaj yapmak < Ar. mash ovma, yağla ovma, ovarak temizleme < # msh > Akad. mesu, Asur. masā’u yıkamak, su ile silmek. Şimşek
masaj Fr. massage Fr. masser masaj yapmak ~? Ar. masḥ مسح  #msḥ. NETS

mesh Ar. masḥ مسح  #msḥ 1. elle sığama, yağla ovma, ovarak temizleme, 2. abdestte azaya el sürme. NETS

maslak < Ar. maslax mezbaha < # slx hayvan derisi yüzme < Akad. şalaqum deri vs. kesmek > Ar. maslakh > İtal. macellaio kasap. Şimşek
maslak sürekli su akan boru, su yolu üzerinde bulunan su haznesi, büyük yalak < Ar. maslak ‘weg, leitung’. Türkçe musluk biçiminin de Arapçadan alındığı anlaşılıyor. EREN
maslak Tü. musluk مسلخ . NETS

maşrapa içme kabı, su tası, maşrapa < Ar. maşraba su veya içki içilen yer, çeşme, meyhane < Ar. şarab mayalanmış üzüm içkisi, şarap < # şrb < Akad. sarapu yudumlamak, yudum yudum içmek. Şimşek
maşrapa Ar.  maşraba ͭ مشربة  #şrb su içilen yer, çeşme, meyhane < Ar. şaraba شرب içti. NETS

mat satrançta yenilgi < Ar. māta öldü, mavt ölüm, mavta ölü, ölmüş, ölüler < # mwt ölme < Akad. matu, Asur. muātu ölmek > İbr. mwt, İsp. matar öldürmek, matador boğa güreşçisi. Şimşek
mat Ar. māta مات  #mwt/myt öldü. NETS

mevtaAr. mawtāˀ موتاء  #mwt/myt ölüler < Ar mayyit ميّت ölü. NETS

matbaa basımevi < Ar. matba’at < Ar. taba’a #tb damga bastı < Akad. tebu batmak, daldırmak, indirmek, kazıp açmak, batırmak, bastırmak, kesmek. Asur. tabā’um. Şimşek
matbu basılı < Ar. matbu damga basılmış < Ar. tab baskı, damga, basım, mühür. Şimşek
matbu Ar. maṭbūˁ مطبوع  #ṭb damga basılı < Ar. ṭabaˁa طبع damga bastı. NETS
matbaa Ar. *maṭbaˁa ͭ مطبعة  mafˁalaͭ  tab etme yeri Ar. ṭabˁ طبع  #ṭbˁ damga basma. NETS

matem. mutum: ölü, mutanum: bir hastalık türü, veba
matem, yas ,keder, melul. — Trauer, Kummer. ÇAOS
matem    Ar. m¥tem.(ma:tem) Yas. Türkçe Sözlük 
matem yas ~ Ar. maˀtam مأتم [#atm] cenaze töreni, cenazede ağıt yakan kadınlar topluluğu.  NETS

mavna Süm. ma2, magilu
(mavona, mauna, mağuna, maguna, maona) gemilere veya  kıyılara yük taşıyan büyük tekne < Ar. ma’ûna yük ve erzak kayığı < Akad. magillum, magilum kayak, tekne, gemi < Süm. MAGİLUM, GİŞMA24LUM, GIŞMA.GID.DA, MA, GIŞMA gemi, kayak, tekne. Şimşek.2004
ma2, geşma Süm: 2: gemi, bot, sal, Akad. magulum. SNAX
ma2 wr. ma2ĝešma2 ship, boat, Akad .  eleppu .
magilum wr. ĝešma2-gi4-lumĝešma2-gi-lum; ĝešma2-gi-la2 "a boat" Akad. magillu. TPSD
 ĝišma2 "Schiff". Akad.  eleppu. SUZE
 Sümerce’de gemi, tekne, gemicilik ile ilgili yüzlerce terim vardır.
magulu a large boat or barge. Süm. gişMa.GU.LA. TASD
mavna, mavuna ‘gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne’ < Ar. ma’una . Rumca’ya Türkçeden geçmiştir. Mısır arapçasında da Türkçeden kalma bir alıntı olarak kullanılır. Türkçeden Avrupa dillerine de geçmiştir.  Eren
mavna mauna geniş gövdeli nakliye teknesi = Ar.  maˁūna ͭ معونة (Mısır lehçesinde) bir tür kayık < ? ● İt.  maona, İsp.  magona, Fr.  mahon vb. Türkçeden alıntıdır. Sözcüğün nihai kökeni belirsizdir. Ar. māˁūn (destek, yardım) sözcüğünden türetilmesi spekülatiftir. NETS
mavna    Ar. m¥¤°ne.  (ma'vna) den. 1. Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne.  2. esk. Büyük, üç köşe yelkenli yük gemisi. Türkçe Sözlük 
magulû : a big raft .AKDI
magulu : a large boat or barge. Süm. Lw.; wr. GIŠ.MÁ.GU.LA. TASD
ma2 gal-gal ḫu-mu-ra-ab-sa2ETCSL c.1.1.1-49E
dinana unugki-še3 ḫe2-du za-e <ma2 an-na eridugki-še3 dib-ma-ab>. ETCSL c.1.3.1-87
lu2 ma2 dirig-ga lu2 ma2 gaba in-ru-gu2.ETCSL c.6.1.25-35

meccan[en ~ Ar.  maccān مجّان #mcn bedava, karşılıksız ~ Aram. mggānā מגנא = Akad. magānnu.  NETS 
meccani    Ar. mecc¥n³ sf. (mecca:ni:) esk. Parasız, bedava. Karşılıksız.  Kimsesiz. Türkçe Sözlük 
magannu 1)  : a gift , a present ; 2)  : ina magannu / immagāni : gratuitously , in vain : 3)  : ana magannu : gratis , free of charge ;
Cf. magannūtu . AKDI
meccan, meccani parasız olarak, bedava < Ar. maccān #mcn bedava karşılıksız < Aram meggān < Akad. magannu, makannu hediye, armağan. Şimşek
meccanen Ar. maccānan مجّاناً  zrf. bedava olarak Ar. maccān مجّان  #mcn bedava, karşılıksız Aram. mggānā מגנא . NETS

mecelle dergi, fasikül < Ar. macalla rulo şeklinde kitap, dergi, fasikül < Aram. magallatā deriden yazı rulosu > Akad. magallatu parşömen (hayvan derisinden yapılan kitap vs. sayfası) tomarı, rulosu, Ar. cild deri, deriden yapılmış kitap cildi < # cld < Akad.  gildu, giladu hayvan postu, deri, Aram.  gld deri. Şimşek
mecelle Ar. macalla ͭ مجلّة  #cll rulo şeklinde kitap, her türlü kitap ~ Aram. mgalltā מגלתא a.a. < Aram. #gll גלל yuva. NETS

mefruşat < Ar. mafruşāt,  yaygılar ve döşek < # frş yaygı yayma, döşek serme < Aram. prāsā yaygı, örtü > Akad. parāsu yaymak, sermek. Şimşek
mefruşat Ar. mafrūş مفروش  #frş yayılmış ya da serilmiş, yaygı, kilim, döşek < Ar. faraşa فرش yaydı, örtü. NETS

mehir evlenirken erkeğin kadına vereceği para veya mal < Ar. mahir mahiru
kıymet, değer, fiyat > İbr. mehir, Ugar mhr, Fa. mahr. Şimşek
mehir / mihr Ar. mehr/mihr مهر  #mhr nikâhta kadına ödenen para OFa. mihr ant, sözleşme, kontrat << EFa. miθrá. NETS


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder